Your browser doesn’t support HTML5 audio
إِنَّهُمْ كَانُوا۟ قَبْلَ ذَٰلِكَ مُتْرَفِينَ
İnnehum kânû kable zâlike mutrefîn(mutrefîne).
Çünkü onlar, bundan önce (dünyada varlık içinde) sefahata dalmış ve azgın kimselerdi.
Türkçesi
Arapçası
Kökü
- çünkü onlar
- إِنَّهُمْ
- idiler
- كَانُوا
- ك و ن
- önce
- قَبْلَ
- ق ب ل
- bundan
- ذَٰلِكَ
- varlık içinde şımartılmış
- مُتْرَفِينَ
- ت ر ف
- Diyanet İşleri Başkanlığı: Çünkü onlar, bundan önce (dünyada varlık içinde) sefahata dalmış ve azgın kimselerdi.
- Diyanet Vakfı: Çünkü onlar bundan önce varlık içinde sefahete dalmışlardı.
- Elmalılı Hamdi Yazır (Sadeleştirilmiş): Çünkü onlar bundan önce varlık içinde keyiflerine düşkün şımarık müsriflerdi.
- Elmalılı Hamdi Yazır: Çünkü onlar bundan önce varlık içinde sefâhete dalmışlardı.
- Ali Fikri Yavuz: Çünkü onlar, bundan önce (dünyada) zevklerine düşkündüler;
- Elmalılı Hamdi Yazır (Orijinal): Çünkü onlar bundan evvel mütrefîn: Keyflerine düşkün şımarık müsrifîn idiler
- Fizilal-il Kuran: Çünkü onlar vaktiyle varlık içinde azıtmışlardı.
- Hasan Basri Çantay: Çünkü onlar bundan evvel şehvetlerine düşkündüler.
- İbni Kesir: Çünkü onlar; bundan önce refahla şımarmışlardı.
- Ömer Nasuhi Bilmen: (44-46) (O gölge) Ne soğuktur, ne de fâidelidir. Çünkü, şüphe yok onlar bundan evvel nîmetlere (zevklerine) düşkünler idiler. Ve büyük günah üzerine ısrar eder olmuşlardır.
- Tefhim-ul Kuran: Çünkü onlar, bundan önce varlık içinde şımartılmış olanlardı.
Resim yüklenemedi.