Your browser doesn’t support HTML5 audio
فَلَا يَسْتَطِيعُونَ تَوْصِيَةً وَلَآ إِلَىٰٓ أَهْلِهِمْ يَرْجِعُونَ
Fe lâ yestetîûne tavsiyeten ve lâ ilâ ehlihim yerciûn(yerciûne).
Artık ne birbirlerine tavsiyede bulunabilirler, ne de ailelerine dönebilirler.
Türkçesi
Arapçası
Kökü
- artık
- فَلَا
- güçleri yetmez
- يَسْتَطِيعُونَ
- ط و ع
- bir vasiyete
- تَوْصِيَةً
- و ص ي
- ne de
- وَلَا
- إِلَىٰ
- ailelerine
- أَهْلِهِمْ
- ا ه ل
- dönmeye
- يَرْجِعُونَ
- ر ج ع
- Diyanet İşleri Başkanlığı: Artık ne birbirlerine tavsiyede bulunabilirler, ne de ailelerine dönebilirler.
- Diyanet Vakfı: İşte o anda onlar ne bir vasiyyette bulunabilirler, ne de ailelerine dönebilirler.
- Elmalılı Hamdi Yazır (Sadeleştirilmiş): o zaman bir tavsiyede bile bulunamazlar; ailelerine de dönemezler.
- Elmalılı Hamdi Yazır: O zaman bir vasiyette bile bulunamazlar. Ailelerine de dönemezler.
- Ali Fikri Yavuz: O zaman bir vasiyyet (söz) bile yapamazlar, ailelerine de (çarşı ve sokaklardan) dönemezler.
- Elmalılı Hamdi Yazır (Orijinal): O zaman bir tavsıyeye bile kadir olamazlar, ailelerine de dönecek değillerdir
- Fizilal-il Kuran: O zaman, artık ne vasiyet edebilirler ne de ailelerine dönebilirler.
- Hasan Basri Çantay: (İşte o zaman) bunlar bir vasıyyetde bile bulunamazlar. (Hattâ o vakit) ailelerine dahi dönecek (halde) değildirler.
- İbni Kesir: Artık ne vasiyet edebilirler, ne de ailelerine dönebilirler.
- Ömer Nasuhi Bilmen: Artık ne bir vasiyet yapmaya muktedir olabilirler ve ne de ailelerine dönebilirler.
- Tefhim-ul Kuran: Artık ne bir tavsiyede bulunmağa güç yetirebilirler, ne de ailelerine dönebilirler.
Resim yüklenemedi.