Your browser doesn’t support HTML5 audio
۞ وَيَسْتَنۢبِـُٔونَكَ أَحَقٌّ هُوَ ۖ قُلْ إِى وَرَبِّىٓ إِنَّهُۥ لَحَقٌّ ۖ وَمَآ أَنتُم بِمُعْجِزِينَ
Ve yestenbiûneke ehakkun hû(hûve), kul î ve rabbî innehu le hakkun ve mâ entum bi mu’cizîn(mu’cizîne).
“O (azap) gerçek midir?” diye senden haber soruyorlar. De ki: “Evet, Rabbime andolsun ki o elbette gerçektir. Siz (bu konuda Allah’ı) âciz kılacak değilsiniz.”
Türkçesi
Arapçası
Kökü
- senden soruyorlar
- وَيَسْتَنْبِئُونَكَ
- ن ب ا
- gerçek mi?
- أَحَقٌّ
- ح ق ق
- O
- هُوَ
- de ki
- قُلْ
- ق و ل
- evet
- إِي
- Rabbime yemin ederim ki
- وَرَبِّي
- ر ب ب
- şüphesiz o
- إِنَّهُ
- gerçektir
- لَحَقٌّ
- ح ق ق
- ve değil(siniz)
- وَمَا
- siz
- أَنْتُمْ
- aciz bırakacak
- بِمُعْجِزِينَ
- ع ج ز
- Diyanet İşleri Başkanlığı: “O (azap) gerçek midir?” diye senden haber soruyorlar. De ki: “Evet, Rabbime andolsun ki o elbette gerçektir. Siz (bu konuda Allah’ı) âciz kılacak değilsiniz.”
- Diyanet Vakfı: «O (azap) bir gerçek midir?» diye senden haber istiyorlar. De ki: Evet, Rabbime andolsun ki o şüphesiz gerçektir ve siz âciz bırakacak değilsiniz.
- Elmalılı Hamdi Yazır (Sadeleştirilmiş): «Sahi doğru mu bu?» diye senden soruyorlar. De ki: «Evet, Rabbime yemin ederim ki, o dosdoğru ve siz, bundan yakayı kurtaramazsınız.
- Elmalılı Hamdi Yazır: «O azap gerçek mi?» diye sana soruyorlar. De ki; «Evet. Rabbim hakkı için o kesin bir gerçektir. Ve siz bundan yakayı kurtaramazsınız.»
- Ali Fikri Yavuz: “O azab, bir gerçek mi?” diye senden sorarlar. De ki: “- Evet, Rabbime yemin ederim ki, O, muhakkak bir gerçektir. Siz bundan yakayı kurtaramazsınız.”
- Elmalılı Hamdi Yazır (Orijinal): Sahih doğru mu bu? Diye senden istifsar ediyorlar, de ki: evet, rabbıma kasem ederim ki o, dosdoğru, ve siz bundan yakayı kurtaramazsınız
- Fizilal-il Kuran: Sana, «O ceza gerçek midir?» diye soruyorlar. Onlara de ki; «Rabbim hakkı için, evet. O, gerçektir, siz Allah´ın yapacağını engelleyemezsiniz.»
- Hasan Basri Çantay: «O (azâb) bir gerçek mi?» diye senden haber isterler. De ki «Evet, Rabbime andederim ki, o elbet ve elbet bir hakıykatdır. Siz (bundan Allâhı) âciz bırakıcılar değilsiniz».
- İbni Kesir: O gerçek mi? diye senden haber sorarlar. De ki: Rabbıma andolsun ki o, muhakkak gerçektir. Elbette siz, O´nu aciz bırakacaklar değilsiniz.
- Ömer Nasuhi Bilmen: Ve senden haber almak istiyorlar ki, o doğru mudur? De ki: «Evet. Ve Rabbime andolsun ki doğru bir hakikattır ve siz onu bertaraf edecek kimseler değilsinizdir.»
- Tefhim-ul Kuran: «Bu bir gerçek mi?» diye senden haber soracaklar. De ki: «Evet, Rabbime andolsun ki, şüphesiz gerçektir ve sizler aciz bırakacak olanlar da değilsiniz.»
Resim yüklenemedi.