Your browser doesn’t support HTML5 audio
وَلَقَدْ بَوَّأْنَا بَنِىٓ إِسْرَٰٓءِيلَ مُبَوَّأَ صِدْقٍ وَرَزَقْنَٰهُم مِّنَ ٱلطَّيِّبَٰتِ فَمَا ٱخْتَلَفُوا۟ حَتَّىٰ جَآءَهُمُ ٱلْعِلْمُ ۚ إِنَّ رَبَّكَ يَقْضِى بَيْنَهُمْ يَوْمَ ٱلْقِيَٰمَةِ فِيمَا كَانُوا۟ فِيهِ يَخْتَلِفُونَ
Ve lekad bevve’nâ benî isrâîle mubevvee sıdkın ve razaknâhum minet tayyibât(tayyibâti), femahtelefû hattâ câehumul ilm(ilmu), inne rabbeke yakdî beynehum yevmel kıyâmeti fî mâ kânû fîhi yahtelifûn(yahtelifûne).
Andolsun, biz İsrailoğullarını çok güzel bir yurda yerleştirdik ve onlara temiz rızıklar verdik. Kendilerine bilgi gelinceye kadar ayrılığa düşmediler. Şüphesiz ki, ayrılığa düşmüş oldukları şeyler hakkında Rabbin kıyamet günü aralarında hükmünü verecektir.
Türkçesi
Arapçası
Kökü
- andolsun
- وَلَقَدْ
- yerleştirdik
- بَوَّأْنَا
- ب و ا
- oğullarını
- بَنِي
- ب ن ي
- İsrail
- إِسْرَائِيلَ
- bir yere
- مُبَوَّأَ
- ب و ا
- iyi
- صِدْقٍ
- ص د ق
- ve onları rızıklandırdık
- وَرَزَقْنَاهُمْ
- ر ز ق
- مِنَ
- temiz şeylerle
- الطَّيِّبَاتِ
- ط ي ب
- فَمَا
- ayrılığa düşmediler
- اخْتَلَفُوا
- خ ل ف
- kadar
- حَتَّىٰ
- kendilerine gelinceye
- جَاءَهُمُ
- ج ي ا
- ilim
- الْعِلْمُ
- ع ل م
- şüphesiz
- إِنَّ
- Rabbin
- رَبَّكَ
- ر ب ب
- hükmünü verir
- يَقْضِي
- ق ض ي
- aralarında
- بَيْنَهُمْ
- ب ي ن
- günü
- يَوْمَ
- ي و م
- kıyamet
- الْقِيَامَةِ
- ق و م
- hususlarda
- فِيمَا
- oldukları
- كَانُوا
- ك و ن
- onda
- فِيهِ
- ayrılığa düştükleri
- يَخْتَلِفُونَ
- خ ل ف
- Diyanet İşleri Başkanlığı: Andolsun, biz İsrailoğullarını çok güzel bir yurda yerleştirdik ve onlara temiz rızıklar verdik. Kendilerine bilgi gelinceye kadar ayrılığa düşmediler. Şüphesiz ki, ayrılığa düşmüş oldukları şeyler hakkında Rabbin kıyamet günü aralarında hükmünü verecektir.
- Diyanet Vakfı: Andolsun biz İsrailoğullarını güzel bir yurda yerleştirdik ve onlara temiz nimetlerden rızık verdik. Kendilerine ilim gelinceye kadar ayrılığa düşmediler. Şüphesiz ki Rabbin, kıyamet günü onların, aralarında ihtilaf etmekte oldukları şeyler hakkında hükmedecektir.
- Elmalılı Hamdi Yazır (Sadeleştirilmiş): Gerçekten İsrailoğullarını çok güzel bir yurda yerleştirdik ve hoş nimetlerden rızıklandırdık. Sonunda görüş ayrılığına düşmeleri de kendilerine ilim (Kur´an) geldikten sonra oldu. Şüphe yok ki, ayrılığa düştükleri şeylerde, Rabbin kıyamet günü aralarında hükmünü verecektir.
- Elmalılı Hamdi Yazır: Gerçekten İsrailoğulları´nı çok güzel bir yurda yerleştirdik ve onlara hoş nimetlerden rızıklar verdik. Anlaşmazlığa düşmeleri de kendilerine ilim geldikten sonra oldu. Şüphe yok ki, Rabbin, o anlaşmazlığa düştükleri konularda kıyamet günü aralarında hüküm verecektir.
- Ali Fikri Yavuz: Gerçekten İsrâiloğullarını çok güzel bir yurda yerleştirdik ve kendilerini hoş nimetlerle rızıklandırdık. Nihayet ayrılığa düşmeleri de kendilerine ilim (Tevrat’daki ahir zaman peygamberine ait vasıflar) geldikten sonra oldu. Şüphe yok ki o ayrılığa düştükleri şeylerde (dinî emirler hakkında), Rabbin, kıyamet günü hükmünü verecektir.
- Elmalılı Hamdi Yazır (Orijinal): Filhakıka Benî İsraili cidden güzel bir yurda yerleştirdik ve hoş ni´metlerden merzuk kıldık, nihayet ihtilâf etmeleri de kendilerine ilim geldikten sonra oldu, şüphe yok ki o ıhtilâf edib durdukları şeylerde rabbın kıyâmet günü aralarında hukmünü verecek
- Fizilal-il Kuran: Gerçekten biz İsrailoğulları´nı güvenli bir yurda yerleştirdik, onlara temiz rızıklar sunduk. Kendilerine bilgi gelinceye kadar anlaşmazlığa düşmemişlerdi. Şüphe yok ki, Rabbin kıyamet günü anlaşmazlığa düştükleri konularda haklarında hüküm verecektir.
- Hasan Basri Çantay: Andolsun ki biz, İsrâîl oğullarını çok güzel bir yurda yerleşdirmişizdir. Onlara en temiz (ni´met) lerimizden rızıklar vermişizdir. Fakat kendilerine ilim gelinceye kadar ihtilâfa düşmediler (de ondan sonra ihtilâfa başladılar). Şüphesiz Rabbin, aralarında ihtilâf etmekde oldukları şeyler hakkında kıyaamet günü hükmünü verecekdir.
- İbni Kesir: Biz, İsrailoğullarını güzel bir yere yerleştirmiştik. Onlara tertemiz şeylerden rızıklar verdik. Kendilerine ilim gelinceye kadar hiç ihtilafa düşmediler. Şüphesiz Rabbın, kıyamet günü aralarındaki ihtilaflar hakkında hükmünü verecektir.
- Ömer Nasuhi Bilmen: Ve andolsun ki, İsrailoğullarını sâlih (doğru) bir yurda yerleştirdik. Ve onları tertemiz şeylerden merzûk ettik. Sonra kendilerine ilim gelinceye kadar ihtilâfta bulunmadılar. Şüphe yok ki, Rabbin onların arasında ihtilâfa düştükleri şeyler hakkında Kıyamet günü hükmedecektir.
- Tefhim-ul Kuran: Andolsun, biz İsrailoğullarını, hoşlarına gidecek güzel bir yerde yerleştirdik ve temiz şeylerden kendilerine rızık verdik. Kendilerine ilim gelinceye kadar anlaşmazlığa düşmediler. Şüphesiz Rabbin, aralarında, anlaşmazlığa düştükleri şey konusunda kıyamet günü hüküm verecektir.
Resim yüklenemedi.