Your browser doesn’t support HTML5 audio
وَلَوْ جَآءَتْهُمْ كُلُّ ءَايَةٍ حَتَّىٰ يَرَوُا۟ ٱلْعَذَابَ ٱلْأَلِيمَ
Ve lev câethum kullu âyetin hattâ yerevûl azâbel elîm(elîme).
(96-97) Şüphesiz, haklarında Rabbinin sözü (hükmü) gerçekleşmiş olanlar, kendilerine bütün mucizeler gelse bile, elem dolu azabı görünceye kadar inanmazlar.
Türkçesi
Arapçası
Kökü
- bile
- وَلَوْ
- gelse
- جَاءَتْهُمْ
- ج ي ا
- bütün
- كُلُّ
- ك ل ل
- ayetler
- ايَةٍ
- ا ي ي
- kadar
- حَتَّىٰ
- görünceye
- يَرَوُا
- ر ا ي
- azabı
- الْعَذَابَ
- ع ذ ب
- acıklı
- الْأَلِيمَ
- ا ل م
- Diyanet İşleri Başkanlığı: (96-97) Şüphesiz, haklarında Rabbinin sözü (hükmü) gerçekleşmiş olanlar, kendilerine bütün mucizeler gelse bile, elem dolu azabı görünceye kadar inanmazlar.
- Diyanet Vakfı: (96-97) Gerçekten haklarında Rabbinin sözü (hükmü) sabit olanlar, kendilerine (istedikleri) bütün mucizeler gelmiş olsa bile, elem verici azabı görünceye kadar inanmayacaklardır.
- Elmalılı Hamdi Yazır (Sadeleştirilmiş): (evet imana gelmezler) -kendilerine her türlü mucize gelse bile- o acı azabı görecekleri ana kadar.
- Elmalılı Hamdi Yazır: Onlara bütün mucizeler hep birden gelse, yine de o acıklı azabı görünceye kadar inanmazlar.
- Ali Fikri Yavuz: Onlara bütün mûcizeler gelse bile; tâ acıklı azabı görecekleri ana kadar...
- Elmalılı Hamdi Yazır (Orijinal): Velevse kendilerine her âyet gelmiş olsun, tâ o elîm azâbı görecekleri âna kadar
- Fizilal-il Kuran: Onlara bütün uyarıcı mesajlar gelse bile. Ancak acıklı azabı görünce iman ederler.
- Hasan Basri Çantay: (96-97) Üzerlerine Rabbinin kesilmesi hak olmuş bulunanlar (yok mu?) onlar, velev kendilerine her (hangi bir) âyet gelmiş olsun, acıklı bir azâb görecekleri (zamâ) na kadar îman etmezler.
- İbni Kesir: Onlara her türlü ayet gelse bile elem verici azabı görünceye kadar.
- Ömer Nasuhi Bilmen: Velev ki, onlara her âyet gelsin. Pek acıklı azabı görünceye kadar (küfürlerinde devam ederler).
- Tefhim-ul Kuran: Onlara her ayet getirilse bile.. Acıklı azabı görünceye kadar.
Resim yüklenemedi.