Your browser doesn’t support HTML5 audio
قَالَ ٱجْعَلْنِى عَلَىٰ خَزَآئِنِ ٱلْأَرْضِ ۖ إِنِّى حَفِيظٌ عَلِيمٌ
Kâlec’alnî alâ hazâinil ard(ardı), innî hafîzun alîm(alîmun).
Yûsuf, “Beni ülkenin hazinelerine bakmakla görevlendir. Çünkü ben iyi koruyucu ve bilgili bir kişiyim” dedi.
Türkçesi
Arapçası
Kökü
- dedi
- قَالَ
- ق و ل
- beni tayin et
- اجْعَلْنِي
- ج ع ل
- üstüne
- عَلَىٰ
- hazineleri
- خَزَائِنِ
- خ ز ن
- ülkenin
- الْأَرْضِ
- ا ر ض
- çünkü ben
- إِنِّي
- iyi korur
- حَفِيظٌ
- ح ف ظ
- iyi bilirim
- عَلِيمٌ
- ع ل م
- Diyanet İşleri Başkanlığı: Yûsuf, “Beni ülkenin hazinelerine bakmakla görevlendir. Çünkü ben iyi koruyucu ve bilgili bir kişiyim” dedi.
- Diyanet Vakfı: «Beni ülkenin hazinelerine tayin et! Çünkü ben (onları) çok iyi korurum ve bu işi bilirim» dedi.
- Elmalılı Hamdi Yazır (Sadeleştirilmiş): Dedi ki: «Beni ülke hazineleri üzerine memur et, çünkü ben iyi korur, iyi bilirim!»
- Elmalılı Hamdi Yazır: O da, ona dedi ki: «Beni bu ülkenin hazineleri üzerine getir. Çünkü iyi korurum, iyi bilirim.»
- Ali Fikri Yavuz: Yûsuf şöyle dedi: “- Beni Mısır’ın hazineleri üzerine memur et; çünkü, ben iyi korur, iyi bilirim.”
- Elmalılı Hamdi Yazır (Orijinal): Dedi: beni Arz hazineleri üzerine me´mur et, çünkü ben iyi korur, iyi bilirim
- Fizilal-il Kuran: Yusuf, krala «Beni ülkenin hazinelerini yönetmekle görevlendir. Çünkü ben hazinelerinizi titizlikle korurum ve onların nasıl yönetileceğini iyi bilirim.
- Hasan Basri Çantay: (Yuusuf): «Beni memleketin hazineleri üzerine (me´mur) et. Çünkü ben onları iyice korumıya muktedirim, (bütün tasarruf şekillerini de) bilenim» dedi.
- İbni Kesir: Dedi ki: Beni memleketin hazineleri üzerine tayin et. Çünkü ben, onları iyi korurum, bilirim.
- Ömer Nasuhi Bilmen: Hazret-i Yûsuf da dedi ki: «Beni yurdun hazineleri üzerine memur et, muhakkak ki ben iyice koruyucu, iyice biliciyim.»
- Tefhim-ul Kuran: (Yusuf) Dedi ki: «Beni (bu) yerin (ülkenin) hazineleri üzerinde (bir yönetici) kıl. Çünkü ben, (bunları iyi) bir koruyucuyum, (yönetim işlerini de) bilenim.»
Resim yüklenemedi.