Your browser doesn’t support HTML5 audio
قَالُوا۟ يَٰٓأَيُّهَا ٱلْعَزِيزُ إِنَّ لَهُۥٓ أَبًا شَيْخًا كَبِيرًا فَخُذْ أَحَدَنَا مَكَانَهُۥٓ ۖ إِنَّا نَرَىٰكَ مِنَ ٱلْمُحْسِنِينَ
Kâlû yâ eyyuhel azîzu inne lehû eben şeyhan kebîren fe huz ehadenâ mekâneh(mekânehu), innâ nerâke minel muhsinîn(muhsinîne).
Onlar, Yûsuf’a: “Ey güçlü vezir! Bunun çok yaşlı bir babası var. Onun yerine bizden birini alıkoy. Şüphesiz biz senin iyilik edenlerden olduğunu görüyoruz” dediler.
Türkçesi
Arapçası
Kökü
- dediler ki
- قَالُوا
- ق و ل
- ey
- يَا أَيُّهَا
- vezir
- الْعَزِيزُ
- ع ز ز
- şüphesiz
- إِنَّ
- onun vardır
- لَهُ
- babası
- أَبًا
- ا ب و
- bir ihtiyar
- شَيْخًا
- ش ي خ
- büyük
- كَبِيرًا
- ك ب ر
- o yüzden al
- فَخُذْ
- ا خ ذ
- (bizden) birimizi
- أَحَدَنَا
- ا ح د
- onun yerine
- مَكَانَهُ
- ك و ن
- doğrusu biz
- إِنَّا
- seni görüyoruz
- نَرَاكَ
- ر ا ي
- -den
- مِنَ
- iyilik edenler-
- الْمُحْسِنِينَ
- ح س ن
- Diyanet İşleri Başkanlığı: Onlar, Yûsuf’a: “Ey güçlü vezir! Bunun çok yaşlı bir babası var. Onun yerine bizden birini alıkoy. Şüphesiz biz senin iyilik edenlerden olduğunu görüyoruz” dediler.
- Diyanet Vakfı: Dediler ki: Ey aziz! Gerçekten onun çok yaşlı bir babası var. Onun yerine bizim birimizi alıkoy. Zira biz seni, iyilik edenlerden görüyoruz.
- Elmalılı Hamdi Yazır (Sadeleştirilmiş): Dediler ki: «Ey şanlı Aziz, emin ol ki, bunun çok yaşlı bir babası var; onun için yerine birimizi al: çünkü biz seni iyilik edenlerden görüyoruz!»
- Elmalılı Hamdi Yazır: Dediler ki: «Ey vezir! Emin ol ki, bunun çok yaşlı bir babası var. Onun için yerine birimizi al. Gerçekten de biz seni iyilik edenlerden görüyoruz.»
- Ali Fikri Yavuz: Onlar şöyle dediler: “- Ey Vezir! Doğrusu, bunun büyük bir ihtiyar babası var, (bununla teselli buluyor), onun için yerine birimizi al, çünkü biz, seni iyilik edenlerden görüyoruz.”
- Elmalılı Hamdi Yazır (Orijinal): Ey şanlı Azîz! Dediler: emin ol ki bunun büyük bir ihtiyar pederi var, onun için yerine birimizi al, çünkü biz seni muhsinlerden görüyoruz.
- Fizilal-il Kuran: Yakub´un oğulları dediler ki; «Ey vezir, bu kardeşimizin ileri derecede yaşlanmış, ihtiyar bir babası var. Onun yerine içimizden birini alıkoy. Görüyoruz ki, sen iyiliksever bir adamsın.»
- Hasan Basri Çantay: «Ey azîz, dediler, hakıykat bunun ihtiyar bir babası var. Binâen´aleyh onun yerine (bizden) birimizi alıkoy. Seni muhakkak iyilik edenlerden görüyoruz».
- İbni Kesir: Dediler ki: Ey Aziz, gerçekten bunun ihtiyar bir babası var, onun yerine bizden birini al. Doğrusu biz seni ihsan edenlerden görüyoruz.
- Ömer Nasuhi Bilmen: Dediler ki: «Ey azîz! Muhakkak onun bir ihtiyar büyük babası vardır. Onun yerine bizden birini al. Şüphesiz ki, biz seni iyilik edenlerden görüyoruz.»
- Tefhim-ul Kuran: Dediler ki: «Ey Vezir, gerçek şu ki, bunun yaşlı (ve) büyük bir babası var; onun yerine bizden birisini alıkoy. Doğrusu biz, seni iyilik yapanlardan görmekteyiz.»
Resim yüklenemedi.