Your browser doesn’t support HTML5 audio
ذُوقُوا۟ فِتْنَتَكُمْ هَٰذَا ٱلَّذِى كُنتُم بِهِۦ تَسْتَعْجِلُونَ
Zûkû fitnetekum, hâzellezî kuntum bihî testa’cilûn(testa’cilûne).
(13-14) Ateş üzerinde azaba uğratılacakları gün (görevli melekler onlara şöyle der): “Azabınızı tadın! İşte acele isteyip durduğunuz şey budur.”
Türkçesi
Arapçası
Kökü
- tadın
- ذُوقُوا
- ذ و ق
- fitnenizi
- فِتْنَتَكُمْ
- ف ت ن
- budur işte
- هَٰذَا
- şey
- الَّذِي
- olduğunuz
- كُنْتُمْ
- ك و ن
- onu
- بِهِ
- acele istiyor(lar)
- تَسْتَعْجِلُونَ
- ع ج ل
- Diyanet İşleri Başkanlığı: (13-14) Ateş üzerinde azaba uğratılacakları gün (görevli melekler onlara şöyle der): “Azabınızı tadın! İşte acele isteyip durduğunuz şey budur.”
- Diyanet Vakfı: Azabınızı tadın! Acele gelmesini beklediğiniz şey budur işte! (denir.)
- Elmalılı Hamdi Yazır (Sadeleştirilmiş): Tadın cezanızı! Budur işte o sizin acele istedığiniz!
- Elmalılı Hamdi Yazır: Onlara: «Tadın inkarınızın cezasını, işte sizin acele istediğiniz budur!» denecektir.
- Ali Fikri Yavuz: (Cehennemdeki melekler onlara şöyle derler): Tadın azabınızı. Bu (azab, dünyada iken) acele istediğiniz...
- Elmalılı Hamdi Yazır (Orijinal): Dadın diye fitnenizi: bu, işte o sizin acele istediğiniz
- Fizilal-il Kuran: Azabımızı tadın! Acele gelmesini beklediğiniz şey budur işte denir.
- Hasan Basri Çantay: (Onlara) «Tadın azabınızı. İşte (dünyâda) çarçabuk (gelmesini) isteyegeldiğiniz bu idi» (denilir).
- İbni Kesir: Tadın azabınızı, işte acele istediğiniz bu idi.
- Ömer Nasuhi Bilmen: (Onlara) Denilecektir ki: «Azabınızı tadın. Bu odur ki, bunu alel´acele ister idiniz.»
- Tefhim-ul Kuran: «Tadın fitnenizi. Bu, sizin pek acele isteyip durduğunuz şeydir.»
Resim yüklenemedi.