Your browser doesn’t support HTML5 audio
يَوْمَ هُمْ عَلَى ٱلنَّارِ يُفْتَنُونَ
Yevme hum alen nâri yuftenûne.
(13-14) Ateş üzerinde azaba uğratılacakları gün (görevli melekler onlara şöyle der): “Azabınızı tadın! İşte acele isteyip durduğunuz şey budur.”
Türkçesi
Arapçası
Kökü
- o gün
- يَوْمَ
- ي و م
- onlar
- هُمْ
- üzerinde
- عَلَى
- ateş
- النَّارِ
- ن و ر
- yakılacaklardır
- يُفْتَنُونَ
- ف ت ن
- Diyanet İşleri Başkanlığı: (13-14) Ateş üzerinde azaba uğratılacakları gün (görevli melekler onlara şöyle der): “Azabınızı tadın! İşte acele isteyip durduğunuz şey budur.”
- Diyanet Vakfı: O gün onlar ateşe sokulacaklardır.
- Elmalılı Hamdi Yazır (Sadeleştirilmiş): Ateş üzerinde kıvranacaklan gün.
- Elmalılı Hamdi Yazır: O gün, onların ateş üzerinde azap görecekleri gündür.
- Ali Fikri Yavuz: O bir gündür ki, ateş üzerinde kavrulub yakılacaklar.
- Elmalılı Hamdi Yazır (Orijinal): Ateş üzerinde kıvranacakları gün
- Fizilal-il Kuran: O gün onların ateşe sokulacakları gündür.
- Hasan Basri Çantay: (O gün) kendilerinin ateş üzerinde azaba uğratılacakları gündür.
- İbni Kesir: O, kendilerinin ateşe sokulacakları gündür.
- Ömer Nasuhi Bilmen: O gün ki, onlar ateş üzerine arzedileceklerdir.
- Tefhim-ul Kuran: O gün onlar, ateşin üstünde tutulup eritilecekler.
Resim yüklenemedi.