Your browser doesn’t support HTML5 audio
وَفِى ٱلْأَرْضِ ءَايَٰتٌ لِّلْمُوقِنِينَ
Ve fîl ardı âyâtun lil mûkınîne.
(20-21) Kesin olarak inananlar için yeryüzünde ve kendi nefislerinizde birçok alametler vardır. Hâlâ görmüyor musunuz?
Türkçesi
Arapçası
Kökü
- ve vardır
- وَفِي
- yeryüzünde
- الْأَرْضِ
- ا ر ض
- nice ibretler
- ايَاتٌ
- ا ي ي
- kesin inanacaklar için
- لِلْمُوقِنِينَ
- ي ق ن
- Diyanet İşleri Başkanlığı: (20-21) Kesin olarak inananlar için yeryüzünde ve kendi nefislerinizde birçok alametler vardır. Hâlâ görmüyor musunuz?
- Diyanet Vakfı: Kesin olarak inananlar için yeryüzünde âyetler vardır.
- Elmalılı Hamdi Yazır (Sadeleştirilmiş): Yeryüzünde inanç sahipleri için birçok ibretler vardır;
- Elmalılı Hamdi Yazır: (20-21) Kesin olarak inananlar için, yeryüzünde ve kendi nefislerinde nice ibretler vardır. Hiç görmüyor musunuz?
- Ali Fikri Yavuz: Arzda da gerçekten tasdik edenler için bir çok ibretler var.
- Elmalılı Hamdi Yazır (Orijinal): Arzda da âyetler var iykan ehli için
- Fizilal-il Kuran: Kesin inanacak insanlar için yeryüzünde nice deliller vardır.
- Hasan Basri Çantay: (Küre-i) arzda kâmil bilgi saahibleri için nice âyetler vardır.
- İbni Kesir: Kesin olarak inananlar için yeryüzünde ayetler vardır.
- Ömer Nasuhi Bilmen: (19-20) Ve mallarında da dilenen ve yoksul bulunan için bir hak var idi. Ve yerde imân-ı yakin erbâbı için deliller vardır.
- Tefhim-ul Kuran: Yeryüzünde kesin bir bilgiyle inanacak olanlar için ayetler vardır.
Resim yüklenemedi.