Your browser doesn’t support HTML5 audio
فَجَعَلْنَٰهُمْ سَلَفًا وَمَثَلًا لِّلْءَاخِرِينَ
Fe cealnâhum selefen ve meselen lil âhırîn(âhırîne).
Onları, sonradan gelecek inkârcılara, geçmiş bir ibret ve bir örnek kıldık.
Türkçesi
Arapçası
Kökü
- onları yaptık
- فَجَعَلْنَاهُمْ
- ج ع ل
- geçmiş ataları
- سَلَفًا
- س ل ف
- ve örneği
- وَمَثَلًا
- م ث ل
- sonradan gelenlerin
- لِلْاخِرِينَ
- ا خ ر
- Diyanet İşleri Başkanlığı: Onları, sonradan gelecek inkârcılara, geçmiş bir ibret ve bir örnek kıldık.
- Diyanet Vakfı: Onları, sonradan gelenlerin geçmişi ve bir ibret örneği kıldık.
- Elmalılı Hamdi Yazır (Sadeleştirilmiş): Böylece onları sonrakiler için hem bir ibret, hem de bir örnek kıldık.
- Elmalılı Hamdi Yazır: Onları sonradan gelecekler için ibret ve örnek kıldık.
- Ali Fikri Yavuz: Böylece onları, sonrakiler için hem bir örnek, hem de bir ibret yaptık.
- Elmalılı Hamdi Yazır (Orijinal): Gark ediverdik de onları sonrakiler için hem bir selef hem bir mesel kıldık
- Fizilal-il Kuran: Böylece onları, sonrakiler için hem bir örnek, hem de bir ibret yaptık.
- Hasan Basri Çantay: Bu vech ile onları sonra (gelen ümmet) ler için (ibret verici) bir geçmiş ve misâl yapdık.
- İbni Kesir: Ve onları, sonradan geleceklere bir geçmiş ve örnek kıldık.
- Ömer Nasuhi Bilmen: Artık onları sonrakiler için de bir geçmiş, bir ibret kıldık.
- Tefhim-ul Kuran: Bu suretle onları, sonradan gelecekler için bir selef ve bir örnek kıldık.
Resim yüklenemedi.