Your browser doesn’t support HTML5 audio
وَنُفِخَ فِى ٱلصُّورِ فَصَعِقَ مَن فِى ٱلسَّمَٰوَٰتِ وَمَن فِى ٱلْأَرْضِ إِلَّا مَن شَآءَ ٱللَّهُ ۖ ثُمَّ نُفِخَ فِيهِ أُخْرَىٰ فَإِذَا هُمْ قِيَامٌ يَنظُرُونَ
Ve nufiha fîs sûri fe saıka men fîs semâvâti ve men fîl ardı illâ men şâallâh(şâallâhu), summe nufiha fîhi uhrâ fe izâhum kıyâmun yanzurûn(yanzurûne).
Sûr’a üflenir ve Allah’ın dilediği kimseler dışında göklerdeki herkes ve yerdeki herkes ölür. Sonra ona bir daha üflenir, bir de bakarsın onlar kalkmış bekliyorlar.
Türkçesi
Arapçası
Kökü
- ve üflenir
- وَنُفِخَ
- ن ف خ
- فِي
- Sur’a
- الصُّورِ
- ص و ر
- sonra ölür (bayılır)
- فَصَعِقَ
- ص ع ق
- olanlar
- مَنْ
- فِي
- göklerde
- السَّمَاوَاتِ
- س م و
- ve olanlar
- وَمَنْ
- فِي
- yerde
- الْأَرْضِ
- ا ر ض
- dışında
- إِلَّا
- kimseler
- مَنْ
- dilediği
- شَاءَ
- ش ي ا
- Allah’ın
- اللَّهُ
- sonra
- ثُمَّ
- üflenir
- نُفِخَ
- ن ف خ
- ona
- فِيهِ
- bir daha
- أُخْرَىٰ
- ا خ ر
- birden
- فَإِذَا
- onlar
- هُمْ
- kalkmış
- قِيَامٌ
- ق و م
- bakıyorlardır
- يَنْظُرُونَ
- ن ظ ر
- Diyanet İşleri Başkanlığı: Sûr’a üflenir ve Allah’ın dilediği kimseler dışında göklerdeki herkes ve yerdeki herkes ölür. Sonra ona bir daha üflenir, bir de bakarsın onlar kalkmış bekliyorlar.
- Diyanet Vakfı: Sûr´a üflenince, Allah´ın diledikleri müstesna olmak üzere göklerde ve yerde ne varsa hepsi ölecektir. Sonra ona bir daha üflenince, bir de ne göresin, onlar ayağa kalkmış bakıyorlar!
- Elmalılı Hamdi Yazır (Sadeleştirilmiş): Ve Sur üflenmiştir. Göklerde kim var ve yerde kim varsa, Allah´ın dilediği kimselerden başka hepsi çarpılıp yıkılmıştır. Sonra ona bir daha üflenmiştir. Bu defa da onların hepsi kalkmış bakıyorlardır.
- Elmalılı Hamdi Yazır: Ve sûra üflenmiştir. Göklerde kim var, yerde kim varsa çarpılıp yıkılmıştır. Ancak Allah´ın dilediği müstesna. Sonra ona bir daha üflenmiştir. Bu defa da hep onlar kalkmışlar bakıyorlardır.
- Ali Fikri Yavuz: (Artık kıyamet kopmuş, İsrafil tarafından birinci defa) Sûr’a üfürülmüştür de Allah’ın dilediği (Cebrâil, Azrâil, Mikâil ve İsrâfil gibileri) müstesna olmak üzre göklerde kim var, yerde kim varsa hepsi ölmüştür. Sonra Sûr’a tekrar (ikinci defa) üfürülmüştür. Bu defa (kabirlerinden) kalkmışlar bakınıb duruyorlar. (Acaba kendilerine ne yapılacaktır!)
- Elmalılı Hamdi Yazır (Orijinal): Ve sur üflenmiştir de Göklerde kim var, Yerde kim varsa çarpılıp yıkılmıştır, ancak Allahın dilediği müstesnâ, sonra ona bir daha üflenmiştir, bu kerre de hep onlar kalmışlar bakıyorlardır
- Fizilal-il Kuran: Sur´a üflenince, göklerde ve yerde olanlar korkudan düşüp bayılırlar. Ancak Allah´ın dilediği kalır. Sonra sur´a bir daha üflenince hemen ayağa kalkıp bakışıp dururlar.
- Hasan Basri Çantay: (Birinci) «Suur» a üfürülmüş (üfürülecek), artık Allahın diledikleri müstesna olmak üzere, göklerde kim varsa, yerde kim varsa düşüb olmuşdur (ölecekdir). Sonra ona bir daha üfürülmüşdür (üfürülecekdir). O anda görürsün ki (ölüler dirilib) ayakda bakınız duruyorlar!
- İbni Kesir: Ve Sur´a üflenmiştir. Artık Allah´ın dilediği bir yana, göklerde olanlar ve yerde olanlar baygın düşmüştür. Sonra ona bir daha üflenmiş ve bir de bakacaksın ki ayakta bakınıp duruyorlar.
- Ömer Nasuhi Bilmen: Ve Sûr´a üfürülmüştür. Hemen göklerde kim var ise ve yerde kim var ise ölüvermiştir. Allah´ın dilediği kimse müstesna. Sonra Sûr´a tekrar üfürülmüştür. O anda onlar kalkarak bakışırlar.
- Tefhim-ul Kuran: Sûr´a üfürüldü; böylece Allah´ın diledikleri dışında, göklerde ve yerde olanlar çarpılıp yıkılıverdi. Sonra bir daha ona üfürüldü, artık onlar ayağa kalkmış durumda gözetiyorlar.
Resim yüklenemedi.