Your browser doesn’t support HTML5 audio
وَءَاتَيْنَٰهُم مِّنَ ٱلْءَايَٰتِ مَا فِيهِ بَلَٰٓؤٌا۟ مُّبِينٌ
Ve âteynâhum minel âyâti mâ fîhi belâun mubîn(mubînun).
Onlara, içinde açık bir imtihan bulunan mûcizeler verdik.
Türkçesi
Arapçası
Kökü
- ve onlara verdik
- وَاتَيْنَاهُمْ
- ا ت ي
- -den
- مِنَ
- ayetler-
- الْايَاتِ
- ا ي ي
- bulunan
- مَا
- içinde
- فِيهِ
- bir sınav
- بَلَاءٌ
- ب ل و
- açık
- مُبِينٌ
- ب ي ن
- Diyanet İşleri Başkanlığı: Onlara, içinde açık bir imtihan bulunan mûcizeler verdik.
- Diyanet Vakfı: Onlara, içinde açık bir imtihan bulunan işaretler verdik.
- Elmalılı Hamdi Yazır (Sadeleştirilmiş): Ve onlara mucizelerden içinde apaçık bir imtihan bulunan nimetler vermiştik.
- Elmalılı Hamdi Yazır: Biz onlara içinde apaçık bir imtihan bulunan mucizeler verdik.
- Ali Fikri Yavuz: Ve onlara (denizin açılması, bıldırcın ve kudret helvası gibi) alâmetlerden öylesini vermiştik ki, onda büyük bir nimet vardı.
- Elmalılı Hamdi Yazır (Orijinal): Ve onlara âyetlerden öylesini vermiştik ki onda açık bir ni´met ile imtihan vardı
- Fizilal-il Kuran: Onlara, içinde açık bir imtihan bulunan ayetler verdik.
- Hasan Basri Çantay: Bir de onlara âyetlerden, her birinde açık birer imtihan (gizlenmiş) bulunan, şeyler verdik.
- İbni Kesir: Onlara ayetlerden öylelerini verdik ki; her birinde açıkça bir imtihan vardı.
- Ömer Nasuhi Bilmen: Ve onlara kendisinde apaçık imtihan olan âyetlerden vermiştik.
- Tefhim-ul Kuran: Ve onlara, her birinde açık birer imtihan bulunan ayetler verdik.
Resim yüklenemedi.