Your browser doesn’t support HTML5 audio
إِنَّ مَا تُوعَدُونَ لَءَاتٍ ۖ وَمَآ أَنتُم بِمُعْجِزِينَ
İnne mâ tûadûne le âtin ve mâ entum bi mu’cizîn(mu’cizîne).
Şüphesiz size va’dedilen şeyler mutlaka gelecektir. Siz bunun önüne geçemezsiniz.
Türkçesi
Arapçası
Kökü
- muhakkak
- إِنَّ
- مَا
- size söylenen uyarı
- تُوعَدُونَ
- و ع د
- gelecektir
- لَاتٍ
- ا ت ي
- ve değil(siniz)
- وَمَا
- siz
- أَنْتُمْ
- onu engelleyecek
- بِمُعْجِزِينَ
- ع ج ز
- Diyanet İşleri Başkanlığı: Şüphesiz size va’dedilen şeyler mutlaka gelecektir. Siz bunun önüne geçemezsiniz.
- Diyanet Vakfı: Size vadedilen mutlaka gelecektir; siz bunu önleyemezsiniz.
- Elmalılı Hamdi Yazır (Sadeleştirilmiş): Size yapılan tehdit, kesinlikle başınıza gelecektir; siz onun önüne geçemezsiniz.
- Elmalılı Hamdi Yazır: Size vaad edilenler muhakkak gelecektir, siz, onun önüne geçemezsiniz.
- Ali Fikri Yavuz: Size edilen vaad (kıyametin kopması gibi şeyler) muhakkak başınıza gelecektir, siz onun önüne geçemezsiniz.
- Elmalılı Hamdi Yazır (Orijinal): Size edilen va´d-ü vaîd muhakkak başınıza gelecektir, siz onun önüne geçemezsiniz
- Fizilal-il Kuran: Size va´dedilen akıbet kesinlikle yerine gelecektir. Siz onun önüne geçemezsiniz.
- Hasan Basri Çantay: Hakıykat, size (başınıza geleceği) va´d olunan şeyler elbette gelib çatacakdır. Siz, önüne geçebilecekler değilsiniz.
- İbni Kesir: Muhakkak size vaad olunan; yerine gelecektir. Siz, O´nu aciz kılacaklar değilsiniz.
- Ömer Nasuhi Bilmen: Şüphe yok ki, vaad olunduğunuz şey elbette gelecektir. Ve siz onu bertaraf edebilecek değilsinizdir.
- Tefhim-ul Kuran: Hiç şüphesiz, size vadedilen mutlaka gelecektir. Ve siz aciz bırakacak değilsiniz.