Your browser doesn’t support HTML5 audio
وَجَعَلْنَٰهُمْ أَئِمَّةً يَهْدُونَ بِأَمْرِنَا وَأَوْحَيْنَآ إِلَيْهِمْ فِعْلَ ٱلْخَيْرَٰتِ وَإِقَامَ ٱلصَّلَوٰةِ وَإِيتَآءَ ٱلزَّكَوٰةِ ۖ وَكَانُوا۟ لَنَا عَٰبِدِينَ
Ve cealnâhum eimmeten yehdûne bi emrinâ ve evhaynâ ileyhim fi’lel hayrâti ve ikâmes salâti ve îtâez zekâh(zekâti), ve kânû lenâ âbidîn(âbidîne).
Onları bizim emrimizle doğru yolu gösteren önderler yaptık ve kendilerine hayırlar işlemeyi, namazı dosdoğru kılmayı, zekâtı vermeyi vahyettik. Onlar sadece bize ibadet eden kimselerdi.
Türkçesi
Arapçası
Kökü
- ve onları yaptık
- وَجَعَلْنَاهُمْ
- ج ع ل
- önderler
- أَئِمَّةً
- ا م م
- doğru yolu gösteren
- يَهْدُونَ
- ه د ي
- emrimizle
- بِأَمْرِنَا
- ا م ر
- ve vahyettik
- وَأَوْحَيْنَا
- و ح ي
- onlara
- إِلَيْهِمْ
- işler yapmayı
- فِعْلَ
- ف ع ل
- hayırlı
- الْخَيْرَاتِ
- خ ي ر
- ve kılmayı
- وَإِقَامَ
- ق و م
- namaz
- الصَّلَاةِ
- ص ل و
- ve vermeyi
- وَإِيتَاءَ
- ا ت ي
- zekat
- الزَّكَاةِ
- ز ك و
- ve (insanlar) idiler
- وَكَانُوا
- ك و ن
- bize
- لَنَا
- kulluk eden
- عَابِدِينَ
- ع ب د
- Diyanet İşleri Başkanlığı: Onları bizim emrimizle doğru yolu gösteren önderler yaptık ve kendilerine hayırlar işlemeyi, namazı dosdoğru kılmayı, zekâtı vermeyi vahyettik. Onlar sadece bize ibadet eden kimselerdi.
- Diyanet Vakfı: Onları, emrimiz uyarınca doğru yolu gösteren önderler yaptık ve kendilerine hayırlı işler yapmayı, namaz kılmayı, zekât vermeyi vahyettik. Onlar, daima bize ibadet eden kimselerdi.
- Elmalılı Hamdi Yazır (Sadeleştirilmiş): Ve hepsini, emrimizle yol gösteren rehberler yaptık ve kendilerine hayırlı işler işlemeyi, namaz kılmayı, zekat vermeyi vahyettik. Hepsi Bize kulluk eden kimselerdi.
- Elmalılı Hamdi Yazır: Onları buyruğumuz altında (insanlara) doğru yolu gösterecek önderler kıldık. Kendilerine hayırlı işler yapmayı, namaz kılmayı, zekat vermeyi vahyettik. Onlar bize kulluk eden kimselerdir.
- Ali Fikri Yavuz: Ve hepsini (İbrâhîm’i, İshak’ı ve Yakûb’u) emrimizle doğru yol gösteren imamlar (önderler) yaptık. Kendilerine hayırlar işlemeği, namaz kılmayı, zekât vermeyi vahy eyledik. Onlar hep bize ibadet ediyorlardı (asla putlara tapmıyorlardı).
- Elmalılı Hamdi Yazır (Orijinal): Ve hepsini emrimizle yol gösteren imamlar ettik ve kendilerine hayırlar işlemeği, namaz kılmayı zekât vermeyi, vahyeyledik ve hep bize âbid idiler
- Fizilal-il Kuran: Onları emrimiz uyarınca insanları doğru yola ileten önderler yaptık. Onlara yararlı işler yapmayı, namaz kılmayı, zekât vermeyi vahyettik. Onlar bize kulluk eden kimselerdi.
- Hasan Basri Çantay: Onları emrimizle doğru yolu gösterecek rehberler kıldık, kendilerine hayırlı işler yapmayı, dosdoğru namaz kılmayı, zekât vermeyi vahyetdik. Onlar bize ibâdet edicilerdi,
- İbni Kesir: Onları emrimizle insanlara doğru yolu gösteren imamlar kıldık. Ve onlara hayırlar yapmayı, namaz kılmayı, zekat vermeyi vahyettik. Ve onlar, Bize kulluk eden kimselerdi.
- Ömer Nasuhi Bilmen: Ve onları imamlar kıldık ki, Bizim emrimizle rehber-i hidâyette bulunurlar ve onlara hayırlı işleri yapmayı, namaz kılmayı, zekât vermeyi vahyettik ve Bize ibadet edenler oldular.
- Tefhim-ul Kuran: Ve onları, kendi emrimizle hidayete yönelten önderler kıldık ve onlara hayrı kapsayan fiilleri, namaz kılmayı ve zekât vermeyi vahyettik. Onlar bize ibadet edenlerdi.
Resim yüklenemedi.