Your browser doesn’t support HTML5 audio
وَمَا جَعَلْنَٰهُمْ جَسَدًا لَّا يَأْكُلُونَ ٱلطَّعَامَ وَمَا كَانُوا۟ خَٰلِدِينَ
Ve mâ cealnâhum ceseden lâ ye’kulûnet taâme ve mâ kânû hâlidîn(hâlidîne).
Biz, onları yemek yemez bir beden yapısında yaratmadık. Onlar ölümsüz de değillerdi.
Türkçesi
Arapçası
Kökü
- ve
- وَمَا
- biz onları yapmadık
- جَعَلْنَاهُمْ
- ج ع ل
- ceset(ler)
- جَسَدًا
- ج س د
- لَا
- yemeyen
- يَأْكُلُونَ
- ا ك ل
- yemek
- الطَّعَامَ
- ط ع م
- ve
- وَمَا
- değillerdi
- كَانُوا
- ك و ن
- ölümsüz
- خَالِدِينَ
- خ ل د
- Diyanet İşleri Başkanlığı: Biz, onları yemek yemez bir beden yapısında yaratmadık. Onlar ölümsüz de değillerdi.
- Diyanet Vakfı: Biz onları (peygamberleri), yemek yemez birer (cansız) ceset olarak yaratmadık. Onlar (bu dünyada) ebedî de değillerdir.
- Elmalılı Hamdi Yazır (Sadeleştirilmiş): Biz onları yemek yemez bir ceset yapmadık; ölümsüz de değildiler.
- Elmalılı Hamdi Yazır: Biz onları yemek yemez birer cesed kılmadık ve onlar ölümsüz de değillerdi.
- Ali Fikri Yavuz: Biz peygamberleri yemek yemez birer cesed olarak yaratmadık. Dünyada ebediyyen kalıcı da değildirler.
- Elmalılı Hamdi Yazır (Orijinal): biz onları hem yemek yemez bir cesed yapmadık hemde mühalled değildiler
- Fizilal-il Kuran: Biz onları yemek yemez organizmalar olarak yaratmadık. Onlar ölümsüz de değillerdi.
- Hasan Basri Çantay: Biz onları yemek yemez birer cesed olarak yaratmadık. Onlar (bu dünyâda) ebedî de değillerdi.
- İbni Kesir: Biz onları; yemek yemez bir ceset kılmadık ve onlar, ebedi de değillerdi
- Ömer Nasuhi Bilmen: Ve onları taam yemez birer ceset kılmadık ve onlar bâki kalan kimseler de olmadılar.
- Tefhim-ul Kuran: Biz onları, yemek yemez cesetler kılmadık ve onlar ölümsüz değillerdi.
Resim yüklenemedi.