Your browser doesn’t support HTML5 audio
وَإِذْ قَالُوا۟ ٱللَّهُمَّ إِن كَانَ هَٰذَا هُوَ ٱلْحَقَّ مِنْ عِندِكَ فَأَمْطِرْ عَلَيْنَا حِجَارَةً مِّنَ ٱلسَّمَآءِ أَوِ ٱئْتِنَا بِعَذَابٍ أَلِيمٍ
Ve iz kâlûllâhumme in kâne hâzâ huvel hakka min indike fe emtir aleynâ hıcâreten mines semâi evi´tinâ bi azâbin elîm(elîmin).
Hani onlar, “Ey Allah’ım, eğer şu (Kur’an) senin katından inmiş hak (kitap) ise hemen üzerimize gökten taş yağdır veya bize elem dolu bir azap getir” demişlerdi.
Türkçesi
Arapçası
Kökü
- ve hani
- وَإِذْ
- demişlerdi
- قَالُوا
- ق و ل
- Allah’ım
- اللَّهُمَّ
- eğer
- إِنْ
- ise
- كَانَ
- ك و ن
- bu
- هَٰذَا
- (kişi)
- هُوَ
- bir gerçek
- الْحَقَّ
- ح ق ق
- مِنْ
- senin yanından gelmiş
- عِنْدِكَ
- ع ن د
- yağdır
- فَأَمْطِرْ
- م ط ر
- başımıza
- عَلَيْنَا
- taş
- حِجَارَةً
- ح ج ر
- مِنَ
- gökten
- السَّمَاءِ
- س م و
- yahut
- أَوِ
- bize getir
- ائْتِنَا
- ا ت ي
- bir azab
- بِعَذَابٍ
- ع ذ ب
- acıklı
- أَلِيمٍ
- ا ل م
- Diyanet İşleri Başkanlığı: Hani onlar, “Ey Allah’ım, eğer şu (Kur’an) senin katından inmiş hak (kitap) ise hemen üzerimize gökten taş yağdır veya bize elem dolu bir azap getir” demişlerdi.
- Diyanet Vakfı: Hani (o kâfirler) bir zaman da: Ey Allah´ım! Eğer bu Kitap senin katından gelmiş bir gerçekse üzerimize gökten taş yağdır, yahut bize elem verici bir azap getir! demişlerdi.
- Elmalılı Hamdi Yazır (Sadeleştirilmiş): Bir zaman da onlar: «Ey Allah, eğer senin tarafından gelmiş bir hak kitap ise, durma üzerimize gökten taşlar yağdır veya bize daha acı bir azap ver!» demişlerdi.
- Elmalılı Hamdi Yazır: Bir vakit de, «Ey Allah, eğer bu Senin katından gelmiş bir hak kitap ise, hiç durma üstümüze gökten taşlar yağdır veya bize daha acı bir azap ver» demişlerdi.
- Ali Fikri Yavuz: Bir vakit de, “- Ey Allah! Eğer bu senin tarafından gelmiş hak bir kitap ise, hemen üzerimize gökten taş yağdır, veya bize daha acıklı bir azap ver”, demişlerdi.
- Elmalılı Hamdi Yazır (Orijinal): Bir vakıt da ey Allah, eğer bu, senin tarafından gelmiş hak kitâb ise durma üzerimize gökten taşlar yağdır veya bize daha elîm bir azâb ver demişlerdi
- Fizilal-il Kuran: Hani onlar «Allah´ımız, eğer bu Kur´an senin tarafından gönderilmiş gerçek bir kitap ise, başımıza gökten taş yağdır ya da bizi acıklı bir azaba çarptır» dediler.
- Hasan Basri Çantay: Hani bir zaman da: «Ey Allah, eğer bu, Senin katından (gelmiş) hak (kitâb) ın kendisi ise durma bizim üstümüze gökden taş yağdır, yahud bize (daha) acıklı bir azâb getir» demişlerdi.
- İbni Kesir: Hani demişlerdi ki: Ey Allah´ımız; eğer bu, gerçekten Senin katından ise; bize gökten taş yağdır, yahut acıklı bir azab getir.
- Ömer Nasuhi Bilmen: Ve bir vakit dediler ki: «Ey Allah! Eğer senin tarafından hak olan bu ise hemen üzerimize gökten taşlar yağdır ve bize pek elemli bir azap getir.»
- Tefhim-ul Kuran: Bir de: «Ey Allah´ımız, eğer bu (Kur´an) bir gerçek olarak Senin katından ise, gök yüzünden üstümüze taş yağdır veya acıklı bir azab getir (bakalım) .» demişlerdi.
Resim yüklenemedi.