Your browser doesn’t support HTML5 audio
وَإِن يُكَذِّبُوكَ فَقَدْ كَذَّبَ ٱلَّذِينَ مِن قَبْلِهِمْ جَآءَتْهُمْ رُسُلُهُم بِٱلْبَيِّنَٰتِ وَبِٱلزُّبُرِ وَبِٱلْكِتَٰبِ ٱلْمُنِيرِ
Ve in yukezzibûke fe kad kezzebellezîne min kablihim, câethum rusuluhum bil beyyinâti ve biz zuburi ve bil kitâbil munîr(munîri).
(Ey Muhammed!) Eğer seni yalanlıyorlarsa bil ki, onlardan öncekiler de peygamberlerini yalanlamışlardı. Oysa peygamberleri onlara apaçık delilleri, sahifeleri ve aydınlatıcı kitabı getirmişlerdi.
Türkçesi
Arapçası
Kökü
- ve eğer
- وَإِنْ
- seni yalanlıyorlarsa
- يُكَذِّبُوكَ
- ك ذ ب
- elbette
- فَقَدْ
- yalanlamışlardı
- كَذَّبَ
- ك ذ ب
- kimseler de
- الَّذِينَ
- مِنْ
- bunlardan önceki
- قَبْلِهِمْ
- ق ب ل
- onlara getirmişlerdi
- جَاءَتْهُمْ
- ج ي ا
- elçileri
- رُسُلُهُمْ
- ر س ل
- açık kanıtlar
- بِالْبَيِّنَاتِ
- ب ي ن
- ve sahifeler
- وَبِالزُّبُرِ
- ز ب ر
- ve Kitap
- وَبِالْكِتَابِ
- ك ت ب
- aydınlatıcı
- الْمُنِيرِ
- ن و ر
- Diyanet İşleri Başkanlığı: (Ey Muhammed!) Eğer seni yalanlıyorlarsa bil ki, onlardan öncekiler de peygamberlerini yalanlamışlardı. Oysa peygamberleri onlara apaçık delilleri, sahifeleri ve aydınlatıcı kitabı getirmişlerdi.
- Diyanet Vakfı: Eğer seni yalanlıyorlarsa (üzülme), onlardan öncekiler de yalanlamışlardı. (Oysa ki) peygamberleri onlara açık âyetler (mucizeler), sahifeler ve aydınlatıcı kitap getirmişlerdi.
- Elmalılı Hamdi Yazır (Sadeleştirilmiş): Seni yalanlıyorlarsa, bunlardan öncekiler de yalanlamışlardı. Onlara peygamberleri, mucizeler, sayfalar ve nurlu kitapla gelmişlerdi.
- Elmalılı Hamdi Yazır: Seni yalanlıyorlarsa, onlardan öncekiler de yalanlamışlardı. Onlara peygamberleri mucizelerle, sahifelerle ve aydınlatıcı kitaplarla gelmişlerdi.
- Ali Fikri Yavuz: (Ey Rasûlüm, üzülme. Kureyşliler) seni tekzip ediyorlarsa onlardan öncekiler de (peygamberlerini) tekzip etmişlerdi. Onlara, peygamberleri mucizelerle, suhuf ile nurlu kitap ile (Tevrat ve İncil ile) gelmişlerdi.
- Elmalılı Hamdi Yazır (Orijinal): Seni tekzib ediyorlarsa bunlardan evvelkiler de tekzib etmişlerdi, onlara Peygamberleri beyyinelerle, suhuflarla ve nurlu kitab ile gelmişlerdi
- Fizilal-il Kuran: Eğer onlar seni yalanlıyorlarsa bil ki, daha önceki milletler de peygamberlerini yalanlamışlardı. Oysa peygamberleri onlara açık kanıtlar, kutsal sayfalar ve ışık saçan kitap getirmişlerdi.
- Hasan Basri Çantay: Eğer (Habîbim) seni tekzîb ediyorlarsa kendilerinden öncekiler de (peygamberlerini) tekzîb etmiş (ler) dir. Halbuki onların peygamberleri kendilerine açık açık mu´cizeler, sahîfeler ve nuur veren kitablar da getirmişlerdi.
- İbni Kesir: Şayet seni yalanlıyorlarsa; onlardan öncekiler de yalanlamışlardı. Peygamberleri, onlara apaçık deliller, sahifeler ve aydınlatıcı kitablarla gelmişlerdi.
- Ömer Nasuhi Bilmen: Ve eğer seni tekzîp ediyorlarsa onlardan evvelkiler de (kendi peygamberlerini) muhakkak ki tekzîp etmişlerdi. Onlara peygamberleri açık hüccetler ile ve yazılı sahifeler ile ve aydınlatan kitaplar ile gelmişlerdi.
- Tefhim-ul Kuran: Eğer seni yalanlıyorlarsa, senden öncekiler de yalanlandı; peygamberleri ise, kendilerine apaçık olan ayetler, sahifeler ve aydınlatıcı kitaplar getirmişlerdi.
Resim yüklenemedi.