Your browser doesn’t support HTML5 audio
۞ وَهُوَ ٱلَّذِى مَرَجَ ٱلْبَحْرَيْنِ هَٰذَا عَذْبٌ فُرَاتٌ وَهَٰذَا مِلْحٌ أُجَاجٌ وَجَعَلَ بَيْنَهُمَا بَرْزَخًا وَحِجْرًا مَّحْجُورًا
Ve huvellezî meracel bahreyni hâzâ azbun furâtun ve hâzâ milhun ucâc(ucâcun), ve ceale beynehumâ, berzehan ve hıcran mahcûrâ(mahcûran).
O, birinin suyu lezzetli ve tatlı, diğerininki tuzlu ve acı olan iki denizi salıverip aralarına da görünmez bir perde ve karışmalarını önleyici bir engel koyandır.
Türkçesi
Arapçası
Kökü
- ve O
- وَهُوَ
- الَّذِي
- birbirine salmıştır
- مَرَجَ
- م ر ج
- iki denizi
- الْبَحْرَيْنِ
- ب ح ر
- bu
- هَٰذَا
- tatlı
- عَذْبٌ
- ع ذ ب
- susuzluğu giderici
- فُرَاتٌ
- ف ر ت
- ve bu
- وَهَٰذَا
- tuzlu
- مِلْحٌ
- م ل ح
- ve acıdır
- أُجَاجٌ
- ا ج ج
- ve koymuştur
- وَجَعَلَ
- ج ع ل
- ikisinin arasına
- بَيْنَهُمَا
- ب ي ن
- bir engel
- بَرْزَخًا
- ve bir perde
- وَحِجْرًا
- ح ج ر
- kavuşmalarına engel
- مَحْجُورًا
- ح ج ر
- Diyanet İşleri Başkanlığı: O, birinin suyu lezzetli ve tatlı, diğerininki tuzlu ve acı olan iki denizi salıverip aralarına da görünmez bir perde ve karışmalarını önleyici bir engel koyandır.
- Diyanet Vakfı: Birinin suyu tatlı ve susuzluğu giderici, diğerininki tuzlu ve acı iki denizi salıveren ve aralarına bir engel, aşılmaz bir sınır koyan O´dur.
- Elmalılı Hamdi Yazır (Sadeleştirilmiş): İki denizi birbirine salıveren O´dur. Şu tatlı, yürek tazeler, şu da tuzlu, çorak; aralarına da bir berzah (dil) ve bir hicri mehcür (kıstak) koymuştur.
- Elmalılı Hamdi Yazır: Birinin suyu tatlı ve susuzluğu giderici, diğerininki tuzlu ve acı iki denizi salıveren ve aralarına bir engel, aşılmaz bir serhat koyan O´dur.
- Ali Fikri Yavuz: O Allah’dır ki, iki denizi (veya iki nehri birbirine komşu ve yakın olarak) salıverdi: Şu (birisi) tatlı, susuzluğu giderir, bu (beriki) tuzlu ve acıdır. Aralarında da kudretinden bir engel ve birbirlerine karışmağı önleyici bir perde koymuştur. (Birbirine yakın tuz gölü ile tatlı su gölü veya tatlı bir nehirle ona yakın olan suyu acı bir deniz gibi. Aralarında kudretten bir engel olup, biri diğerinin tadını bozmaz. )
- Elmalılı Hamdi Yazır (Orijinal): O odur ki iki deryayı birbirine salmış: şu tatlı, yürek tazeler, şu tuzlu çorak, aralarına da bir berzah ve bir «hıcri mahcûr» koymuştur
- Fizilal-il Kuran: O, birinin suyu tatlı ve içmeye elverişli ve öbürününki acı ve tuzlu olan iki denizi birbirine saldı, fakat bu iki tür suyun birbirine karışmasını önleyen bir engel, aşılmaz bir set koydu.
- Hasan Basri Çantay: O, iki denizi (birbirine) salıb katandır. Şu tatlı ve susuzluğu gidericidir. Bu ise tuzlu ve acıdır. (Allah) aralarına bir perde, (ihtilâfları) memnu olmak üzere bir sınır koymuşdur.
- İbni Kesir: Ve O´dur; iki denizi salıp katan. Şu tatlı ve susuzluğu giderici, bu ise tuzlu ve acıdır. İkisinin arasına bir engel ve aşılamayan bir sınır koymuştur.
- Ömer Nasuhi Bilmen: Ve O, o (Hâlik-ı Azîm) dir ki, iki denizi kendi mecralarına salıvermiştir; şu lezzetlidir, fazlaca tatlıdır, şu da tuzludur, acı bir sudur. Ve ikisinin arasında da bir hail, görülemeyecek bir perde vücuda getirmiştir.
- Tefhim-ul Kuran: İki denizi (birbirine) salıp katan O´dur; bu, tatlı, susuzluğu giderici, bu da tuzlu ve acıdır. İkisinin arasında (birbirlerine karışmalarını önleyen) bir engel (berzah) ve aşılmayan bir sınır koymuştur.