Your browser doesn’t support HTML5 audio
وَٱلَّذِينَ يَقُولُونَ رَبَّنَا ٱصْرِفْ عَنَّا عَذَابَ جَهَنَّمَ ۖ إِنَّ عَذَابَهَا كَانَ غَرَامًا
Vellezîne yekûlûne rabbenasrif annâ azâbe cehenneme inne azâbehâ kâne garâmâ(garâmen).
Onlar, şöyle diyenlerdir: “Ey Rabbimiz! Bizden cehennem azabını uzaklaştır, gerçekten onun azabı sürekli bir helâktir!”
Türkçesi
Arapçası
Kökü
- ve
- وَالَّذِينَ
- derler
- يَقُولُونَ
- ق و ل
- Rabbimiz
- رَبَّنَا
- ر ب ب
- uzaklaştır
- اصْرِفْ
- ص ر ف
- bizden
- عَنَّا
- azabını
- عَذَابَ
- ع ذ ب
- cehennemin
- جَهَنَّمَ
- doğrusu
- إِنَّ
- onun azabı
- عَذَابَهَا
- ع ذ ب
- كَانَ
- ك و ن
- sargındır
- غَرَامًا
- غ ر م
- Diyanet İşleri Başkanlığı: Onlar, şöyle diyenlerdir: “Ey Rabbimiz! Bizden cehennem azabını uzaklaştır, gerçekten onun azabı sürekli bir helâktir!”
- Diyanet Vakfı: Ve şöyle derler: Rabbimiz! Cehennem azabını üzerimizden sav. Doğrusu onun azabı gelip geçici değil, devamlıdır.
- Elmalılı Hamdi Yazır (Sadeleştirilmiş): Ve onlar ki: «Ey Rabbimiz, cehennem azabını bizden sav(uştur)! Gerçekten onun azabı defedilemez bir beladır.
- Elmalılı Hamdi Yazır: Onlar ki, şöyle derler: Cehennem azabını üzerimizden sav! Doğrusu onun azabı geçici bir şey değildir.
- Ali Fikri Yavuz: Onlar ki, şöyle derler: “- Ey Rabbimiz! Bizden cehennem azabını sav, muhakkak ki onun azabı devamlı bir helâktır.
- Elmalılı Hamdi Yazır (Orijinal): Ve onlar ki ya rabbenâ, derler, sav bizlerden Cehennem azâbını, cidden onun azâbı belâyi mübremdir
- Fizilal-il Kuran: Onlar derler ki; Ey Rabbimiz, cehennem azabını bizden uzak tut, çünkü cehennemin azabı sürekli bir afettir.
- Hasan Basri Çantay: Onlar ki: «Ey Rabbimiz, derler, bizden cehennem azabını sav. Gerçek onun azâbı daimî bir helâledir».
- İbni Kesir: Ve onlar ki: Rabbımız, bizden cehennem azabını uzaklaştır. Doğrusu cehennem in azabı sürekli ve acıdır, derler.
- Ömer Nasuhi Bilmen: Ve onlar ki: «Ey Rabbimiz! Bizden cehennem azabını defet!» derler. Şüphe yok ki, O´nun azabı, bertaraf olmayan bir hüsrândır.
- Tefhim-ul Kuran: Onlar: «Rabbimiz, cehennem azabını bizden geri çevir; gerçek şu ki, onun azabı ödenmesi kaçınılmaz bir borç (veya sürekli bir acıdır)» derler.