Your browser doesn’t support HTML5 audio
فَلَآ أُقْسِمُ بِمَا تُبْصِرُونَ
Fe lâ uksımu bima tubsırûn(tubsırûne).
(38-40) Görebildiklerinize ve göremediklerinize yemin ederim ki, o (Kur’an), hiç şüphesiz çok şerefli bir elçinin (Allah’tan alıp tebliğ ettiği) sözüdür.
Türkçesi
Arapçası
Kökü
- hayır
- فَلَا
- yemin ederim
- أُقْسِمُ
- ق س م
- şeylere
- بِمَا
- gördükleriniz
- تُبْصِرُونَ
- ب ص ر
- Diyanet İşleri Başkanlığı: (38-40) Görebildiklerinize ve göremediklerinize yemin ederim ki, o (Kur’an), hiç şüphesiz çok şerefli bir elçinin (Allah’tan alıp tebliğ ettiği) sözüdür.
- Diyanet Vakfı: (38-39) Görebildikleriniz ve göremedikleriniz üzerine yemin ederim ki,
- Elmalılı Hamdi Yazır (Sadeleştirilmiş): Artık yok, yemin ederim gördüklerinize
- Elmalılı Hamdi Yazır: Andolsun gördüklerinize,
- Ali Fikri Yavuz: Artık kasem ederim, gördüklerinize;
- Elmalılı Hamdi Yazır (Orijinal): Artık yok, kasem ederim ki gördüklerinize
- Fizilal-il Kuran: Yoo yemin ederim; gördüklerinize
- Hasan Basri Çantay: (38-39) (Demek ki iş müşriklerin sandığı gibi değildir, zaahirdir). Neler görüyor, neler görmüyorsanız (onların hepsine) andederim ki,
- İbni Kesir: Görebildiğinize yemin ederim ki;
- Ömer Nasuhi Bilmen: (37-38) Onu ise günahkârlardan başkası yemez. Artık yok, görür olduğunuza yemin ederim.
- Tefhim-ul Kuran: Hayır; gördüklerinize yemin ederim,