Your browser doesn’t support HTML5 audio
لَأَخَذْنَا مِنْهُ بِٱلْيَمِينِ
Le ehaznâ minhu bil yemîn(yemîni).
(44-45) Eğer (Peygamber) bize isnat ederek bazı sözler uydurmuş olsaydı, mutlaka onu kudretimizle yakalardık.
Türkçesi
Arapçası
Kökü
- elbette alırdık
- لَأَخَذْنَا
- ا خ ذ
- onun
- مِنْهُ
- sağını
- بِالْيَمِينِ
- ي م ن
- Diyanet İşleri Başkanlığı: (44-45) Eğer (Peygamber) bize isnat ederek bazı sözler uydurmuş olsaydı, mutlaka onu kudretimizle yakalardık.
- Diyanet Vakfı: Elbette onu kıskıvrak yakalardık.
- Elmalılı Hamdi Yazır (Sadeleştirilmiş): Elbette Biz onu, o yüzden yeminiyle yakalar (kuvvetle tutar hıncını alır)dık!
- Elmalılı Hamdi Yazır: Elbette biz onu bundan dolayı kuvvetle yakalardık.
- Ali Fikri Yavuz: Elbette biz O’nu kuvvetle yakalar ve O’ndan intikam alırdık.
- Elmalılı Hamdi Yazır (Orijinal): Elbette biz onu ondan dolayı yemîniyle yakalar (kuvvetle tutar hıncını alır)dık.
- Fizilal-il Kuran: Biz onu kuvvetle yakalardık,
- Hasan Basri Çantay: Elbette onun sağ elini (kuvvet ve kudretini) alıverdik,
- İbni Kesir: Elbette Biz; onu, kuvvetle yakalardık.
- Ömer Nasuhi Bilmen: (45-46) Elbette ki onu sağ tarafından yakalardık. Sonra O´ndan yürek damarını kesiverirdik.
- Tefhim-ul Kuran: Muhakkak onun sağ elini (bütün güç ve kudretini) çekip alıverirdik.
Resim yüklenemedi.