Your browser doesn’t support HTML5 audio
وَإِنَّا لَنَعْلَمُ أَنَّ مِنكُم مُّكَذِّبِينَ
Ve innâ le na’lemu enne minkum mukezzibîn(mukezzibîne).
Şüphesiz biz, içinizden yalanlayanların olduğunu elbette biliyoruz.
Türkçesi
Arapçası
Kökü
- ve elbette biz
- وَإِنَّا
- elbette biliyoruz
- لَنَعْلَمُ
- ع ل م
- muhakkak
- أَنَّ
- içinizdeki
- مِنْكُمْ
- yalanlayıcıları
- مُكَذِّبِينَ
- ك ذ ب
- Diyanet İşleri Başkanlığı: Şüphesiz biz, içinizden yalanlayanların olduğunu elbette biliyoruz.
- Diyanet Vakfı: İçinizde (onu) yalan sayanlar bulunduğunu şüphesiz bilmekteyiz.
- Elmalılı Hamdi Yazır (Sadeleştirilmiş): Bununla beraber Biz biliyoruz ki, sizden inanmayanlar var.
- Elmalılı Hamdi Yazır: Bununla beraber biz biliyoruz ki sizden inanmayanlar var.
- Ali Fikri Yavuz: Doğrusu, biz de biliyoruz ki, sizden inanmıyanlar var.
- Elmalılı Hamdi Yazır (Orijinal): Bununla beraber biz biliyoruz ki sizden inanmıyanlar var
- Fizilal-il Kuran: İçinizde yalanlayanlar bulunduğunu şüphesiz bilmekteyiz.
- Hasan Basri Çantay: İçinizde yalan sayanlar bulunduğunu elbet biz de biliyoruz.
- İbni Kesir: İçinizde yalanlayanlar bulunduğunu Biz de bilmekteyiz.
- Ömer Nasuhi Bilmen: Ve muhakakak ki, Biz elbette biliriz. Şüphe yok ki, sizden tekzîp edenler vardır.
- Tefhim-ul Kuran: Elbette biz, içinizde yalanlayanların bulunduğunu biliyoruz.
Resim yüklenemedi.