Your browser doesn’t support HTML5 audio
قَالَ هَٰذَا صِرَٰطٌ عَلَىَّ مُسْتَقِيمٌ
Kâle hâzâ sırâtun aleyye mustekîm(mustekîmun).
(41-42) Allah, “İşte bu bana ulaştıran dosdoğru yoldur. Azgınlardan sana uyanlar dışında, kullarım üzerinde senin hiçbir hâkimiyetin yoktur” dedi.
Türkçesi
Arapçası
Kökü
- buyurdu ki
- قَالَ
- ق و ل
- işte budur
- هَٰذَا
- yol
- صِرَاطٌ
- ص ر ط
- bana varan
- عَلَيَّ
- dosdoğru
- مُسْتَقِيمٌ
- ق و م
- Diyanet İşleri Başkanlığı: (41-42) Allah, “İşte bu bana ulaştıran dosdoğru yoldur. Azgınlardan sana uyanlar dışında, kullarım üzerinde senin hiçbir hâkimiyetin yoktur” dedi.
- Diyanet Vakfı: (Allah) şöyle buyurdu: «İşte bana varan dosdoğru yol budur.»
- Elmalılı Hamdi Yazır (Sadeleştirilmiş): Allah: «Bu, ´Garanti ederim.´ dosdoğru bir cadde.» dedi.
- Elmalılı Hamdi Yazır: Allah şöyle buyurdu: «İşte bana ulaşan dosdoğru yol budur.»
- Ali Fikri Yavuz: Allah Tealâ şöyle buyurdu: “- İşte (ihlâslı müminleri azıtamıyacağına dair) bu dediğin söz, bana aid gerçek bir yoldur.
- Elmalılı Hamdi Yazır (Orijinal): Bu, dedi: bir câdde «teahhüd ederim» dosdoğru
- Fizilal-il Kuran: Allah dedi ki; «İşte bana ileten doğru yolum budur.»
- Hasan Basri Çantay: Buyurdu ki: «İşte bu, bana göre (hak ve lâyık) olan doğru bir yoldur».
- İbni Kesir: Buyurdu ki: İşte, Benim taahhüd ettiğim dosdoğru yol budur.
- Ömer Nasuhi Bilmen: (41-42) (Cenâb-ı Hak) Buyurdu ki: «Bu bana ait dosdoğru bir yoldur. Şüphe yok ki, benim kullarımın üzerinde senin için bir saltanat yoktur, ancak azgınlardan sana ittiba etmiş olanlar müstesna.»
- Tefhim-ul Kuran: (Allah) Dedi ki: «İşte bu, bana göre dosdoğru olan yoldur.»
Resim yüklenemedi.