Your browser doesn’t support HTML5 audio
إِلَّا ٱمْرَأَتَهُۥ قَدَّرْنَآ ۙ إِنَّهَا لَمِنَ ٱلْغَٰبِرِينَ
İllemre’etehu kaddernâ innehâ le minel gâbirîn(gâbirîne).
(59-60) Lût’un ailesi başka (Onlar suçlu değillerdir). Lût’un karısı dışında onların hepsini kurtaracağız. Biz, onun geride kalanlardan olmasını takdir ettik.
Türkçesi
Arapçası
Kökü
- ancak hariç
- إِلَّا
- karısı
- امْرَأَتَهُ
- م ر ا
- olmasını uygun gördük
- قَدَّرْنَا
- ق د ر
- onun
- إِنَّهَا
- لَمِنَ
- geri kalanlardan
- الْغَابِرِينَ
- غ ب ر
- Diyanet İşleri Başkanlığı: (59-60) Lût’un ailesi başka (Onlar suçlu değillerdir). Lût’un karısı dışında onların hepsini kurtaracağız. Biz, onun geride kalanlardan olmasını takdir ettik.
- Diyanet Vakfı: «(Fakat Lût´un) karısı müstesna; biz onun geri kalanlardan olmasını takdir ettik.»
- Elmalılı Hamdi Yazır (Sadeleştirilmiş): Yalnız karısı hakkında karar verdik; O, muhakkak kalacaklardandır.
- Elmalılı Hamdi Yazır: Yalnız Lût´un karısı müstesnâ, çünkü onun helak edilenlerle birlikte yok edilmesini takdir ettik.
- Ali Fikri Yavuz: Yalnız Lût’un karısını, gerçekten azab içinde kalanlardan takdîr ettik.”
- Elmalılı Hamdi Yazır (Orijinal): Ancak karısını takdir ettik o muhakkak kalacaklardandır
- Fizilal-il Kuran: Yalnız Lût´un eşi hariç, onun geride kalanlar arasında olmasını uygun gördük.
- Hasan Basri Çantay: «Karısı başka. Biz onun mutlakaa geride kalan kimselerden olması (lüzum) unu takdîr etdik»,
- İbni Kesir: Karısı müstesna. Karısının geride kalanlar arasında bulunmasını takdir ettik.
- Ömer Nasuhi Bilmen: Zevcesi başka, takdir ettik ki, muhakkak o, elbette (azapta) kalacaklardandır.
- Tefhim-ul Kuran: «Ama karısını (kurtaracaklarımız) dışında tuttuk, o, geride kalanlardandır.»
Resim yüklenemedi.