Your browser doesn’t support HTML5 audio
عَلِمَتْ نَفْسٌ مَّا قَدَّمَتْ وَأَخَّرَتْ
Alimet nefsun mâ kaddemet ve ahharet.
Herkes yaptığı ve yapmadığı şeyleri bilecek.
Türkçesi
Arapçası
Kökü
- bilir
- عَلِمَتْ
- ع ل م
- her can
- نَفْسٌ
- ن ف س
- ne
- مَا
- öne sürmüştür
- قَدَّمَتْ
- ق د م
- ve geride bırakmıştır
- وَأَخَّرَتْ
- ا خ ر
- Diyanet İşleri Başkanlığı: Herkes yaptığı ve yapmadığı şeyleri bilecek.
- Diyanet Vakfı: (1-5) Gökyüzü yarıldığı, yıldızlar döküldüğü, denizler birbirine katıldığı, kabirlerin içindekiler dışarı çıkarıldığı zaman, insanoğlu (yapıp) gönderdiklerini ve (yapamayıp) geride bıraktıklarını bir bir anlar.
- Elmalılı Hamdi Yazır (Sadeleştirilmiş): bir nefis (herkes) önden neyi gönderdiğini ve neyi bıraktığını bilir.
- Elmalılı Hamdi Yazır: Herkes neyi önünden gönderdiğini ve neyi geri bıraktığını bilir.
- Ali Fikri Yavuz: Herkes (dünyada) yaptığı iyiliği ve bıraktığı kötülüğü bilecektir.
- Elmalılı Hamdi Yazır (Orijinal): Bilir bir nefis: nedir takdîm ettiği ve te´hîr ettiği?
- Fizilal-il Kuran: Herkes neyi öne, neyi geriye aldığını öğrenir.
- Hasan Basri Çantay: (her) nefs önden ne yolladı, geriye ne bırakdıysa (artık hepsini görüb) bilmişdir (bilecekdir).
- İbni Kesir: Kişi neyi takdim edip neyi te´hir ettiğini bilir.
- Ömer Nasuhi Bilmen: (3-5) Ve denizlerin kaynayıp aktığı vakit. Ve mezarların alt üst olduğu vakit. Herkes, neyi ileri sürmüş ve neyi geriye bırakmış olduğunu bilir.
- Tefhim-ul Kuran: (Artık her) Nefis, önceden takdim ettiklerini ve ertelediklerini bilip öğrenmiştir.
Resim yüklenemedi.