Your browser doesn’t support HTML5 audio
وَغَدَوْا۟ عَلَىٰ حَرْدٍ قَٰدِرِينَ
Ve gadev alâ hardin kâdirîn(kâdirîne).
(Yoksullara yardım etmeğe) güçleri yettiği hâlde (böyle söyleyerek) erkenden yola çıktılar.
Türkçesi
Arapçası
Kökü
- ve erkenden gittiler
- وَغَدَوْا
- غ د و
- عَلَىٰ
- engellemeye
- حَرْدٍ
- ح ر د
- güçleri yettiği halde
- قَادِرِينَ
- ق د ر
- Diyanet İşleri Başkanlığı: (Yoksullara yardım etmeğe) güçleri yettiği hâlde (böyle söyleyerek) erkenden yola çıktılar.
- Diyanet Vakfı: (Evet, yoksullara yardıma) güçleri yettiği halde, onları yardımdan mahrum etmek niyet ve azmi ile erkenden yola düştüler.
- Elmalılı Hamdi Yazır (Sadeleştirilmiş): Sadece engelleme gücüne sahip (bir tavırla) erkenden gittiler.
- Elmalılı Hamdi Yazır: (Zanlarınca yoksulları) engellemeye güçleri yeterek erkenden gittiler.
- Ali Fikri Yavuz: Hem zanlarınca, miskinleri mahrum etmeğe güçleri yeterek erkenden gittiler...
- Elmalılı Hamdi Yazır (Orijinal): Sırf bir men´a güçleri yeterek erkenden gittiler.
- Fizilal-il Kuran: Ürünleri toplayacaklarından emin olarak erkenden gittiler.
- Hasan Basri Çantay: (Fakirleri) men´e (sanki) gücleri yetecek adamlar tavriyle erkenden gitdiler.
- İbni Kesir: Güçleri yetermiş gibi erkenden gittiler.
- Ömer Nasuhi Bilmen: (24-25) «Sakın bugün aranızda bir yoksul o bostana girivermesin,» diyorlardı. Ve yoksulları men´e kâdir oldukları halde erkenden gidiverdiler.
- Tefhim-ul Kuran: (Yoksulları) Engellemeğe güçleri yetebilirmiş gibi erkenden gittiler.
Resim yüklenemedi.