Your browser doesn’t support HTML5 audio
قَالُوا۟ سُبْحَٰنَ رَبِّنَآ إِنَّا كُنَّا ظَٰلِمِينَ
Kâlû subhâne rabbinâ innâ kunnâ zâlimîn(zâlimîne).
Onlar, “Rabbimizi tesbih ederiz (yüceltiriz). Şüphesiz biz zalim kimseler imişiz” dediler.
Türkçesi
Arapçası
Kökü
- dediler
- قَالُوا
- ق و ل
- tesbih ederiz
- سُبْحَانَ
- س ب ح
- Rabbimizi
- رَبِّنَا
- ر ب ب
- doğrusu biz
- إِنَّا
- كُنَّا
- ك و ن
- zulmedenlermişiz
- ظَالِمِينَ
- ظ ل م
- Diyanet İşleri Başkanlığı: Onlar, “Rabbimizi tesbih ederiz (yüceltiriz). Şüphesiz biz zalim kimseler imişiz” dediler.
- Diyanet Vakfı: Rabbimizi tesbih ederiz; doğrusu biz (kendi kendimize) yazık etmişiz, dediler.
- Elmalılı Hamdi Yazır (Sadeleştirilmiş): Onlar: «Rabbimiz Seni tenzih ederiz, doğrusu bizler zalimlermişiz!» dediler.
- Elmalılı Hamdi Yazır: «Rabbimizi tesbih ederiz, doğrusu biz zalimler imişiz.» (dediler).
- Ali Fikri Yavuz: Onlar: “- Seni tenzîh ederiz, Rabbimiz! Doğrusu biz zalimlermişiz.” dediler.
- Elmalılı Hamdi Yazır (Orijinal): Sübhansın ya rabbena! Dediler: bizler doğrusu zalimlermişiz
- Fizilal-il Kuran: «Rabbimizi tesbih ederiz, doğrusu biz kendi kendimize zulüm etmişiz» dediler.
- Hasan Basri Çantay: «Seni (tesbîh ve) tenzîh ederiz ey Rabbimiz. Hakıykaten biz zaalimlermişiz» dediler.
- İbni Kesir: Dediler ki: Tesbih ederiz Seni Rabbımız, gerçekten biz, zalimlerden olmuşuz.
- Ömer Nasuhi Bilmen: (29-30) Dediler ki: «Ey Rabbimiz! Seni tesbih (tenzih) ederiz, muhakkak ki, biz zalim kimseler olduk.» Artık birbirlerine dönerek birbirlerini levme başladılar.
- Tefhim-ul Kuran: Dediler ki: «Rabbimiz, seni tesbih eder yüceltiriz; gerçekten bizler zalim olanlarmışız.»
Resim yüklenemedi.