Your browser doesn’t support HTML5 audio
إِنَّ ٱلْمُتَّقِينَ فِى جَنَّٰتٍ وَنَهَرٍ
İnnel muttekîne fî cennâtin ve neher(neherin).
Şüphesiz Allah’a karşı gelmekten sakınanlar cennetlerde, ırmak başlarındadırlar.
Türkçesi
Arapçası
Kökü
- şüphesiz
- إِنَّ
- muttakiler
- الْمُتَّقِينَ
- و ق ي
- فِي
- cennetlerdedir
- جَنَّاتٍ
- ج ن ن
- ve ırmaklar(ın kenarın)dadırlar
- وَنَهَرٍ
- ن ه ر
- Diyanet İşleri Başkanlığı: Şüphesiz Allah’a karşı gelmekten sakınanlar cennetlerde, ırmak başlarındadırlar.
- Diyanet Vakfı: (54-55) Takvâ sahipleri cennetlerde ve ırmakların kenarlarında, güçlü ve Yüce Allah´ın huzurunda hak meclisindedirler.
- Elmalılı Hamdi Yazır (Sadeleştirilmiş): Şüphesiz takva sahipleri cennetlerde nur içindedirler.
- Elmalılı Hamdi Yazır: Takva sahipleri cennetlerde, nur içindedirler.
- Ali Fikri Yavuz: Şüphesiz takva sahibleri cennetlerde aydınlıklar içindedirler;
- Elmalılı Hamdi Yazır (Orijinal): Şübhesiz müttekıler Cennetlerde nur içinde
- Fizilal-il Kuran: Kötülüklerden sakınanlar cennetlerde ve ırmak kenarlarındadırlar.
- Hasan Basri Çantay: Şübhesiz ki takva saahibleri cennetlerde, ırmaklar (kenarların) da,
- İbni Kesir: Muhakkak ki muttakiler, cennetlerde ve ırmaklardadırlar.
- Ömer Nasuhi Bilmen: Muhakkak ki muttakîler, cennetlerde ve ırmaktadırlar.
- Tefhim-ul Kuran: Hiç şüphesiz muttakiler, cennetlerde ve nehir (çevresin)dedirler.