Your browser doesn’t support HTML5 audio
قُلِ ٱللَّهُ أَعْلَمُ بِمَا لَبِثُوا۟ ۖ لَهُۥ غَيْبُ ٱلسَّمَٰوَٰتِ وَٱلْأَرْضِ ۖ أَبْصِرْ بِهِۦ وَأَسْمِعْ ۚ مَا لَهُم مِّن دُونِهِۦ مِن وَلِىٍّ وَلَا يُشْرِكُ فِى حُكْمِهِۦٓ أَحَدًا
Kulillâhu a´lemu bimâ lebisû, lehu gaybus semâvâti vel ard(ardı), ebsır bihî ve esmı´, mâ lehum min dûnihî min veliyyin ve lâ yuşriku fî hukmihî ehadâ(ehaden).
De ki: “Kaldıkları süreyi Allah daha iyi bilir. Göklerin ve yerin gaybını bilmek O’na aittir. O, ne güzel görür; O, ne güzel işitir! Onların, O’ndan başka hiçbir dostu da yoktur. O, hükmüne hiçbir kimseyi ortak etmez.”
Türkçesi
Arapçası
Kökü
- de ki
- قُلِ
- ق و ل
- Allah
- اللَّهُ
- daha iyi bilir
- أَعْلَمُ
- ع ل م
- ne kadar
- بِمَا
- kaldıklarını
- لَبِثُوا
- ل ب ث
- O’nundur
- لَهُ
- gaybı
- غَيْبُ
- غ ي ب
- göklerin
- السَّمَاوَاتِ
- س م و
- ve yerin
- وَالْأَرْضِ
- ا ر ض
- ne güzel görendir
- أَبْصِرْ
- ب ص ر
- onu
- بِهِ
- ne güzel işitendir
- وَأَسْمِعْ
- س م ع
- yoktur
- مَا
- onların
- لَهُمْ
- مِنْ
- O’ndan başka
- دُونِهِ
- د و ن
- hiçbir
- مِنْ
- yardımcısı
- وَلِيٍّ
- و ل ي
- ve
- وَلَا
- O ortak etmez
- يُشْرِكُ
- ش ر ك
- فِي
- kendi hükmüne
- حُكْمِهِ
- ح ك م
- kimseyi
- أَحَدًا
- ا ح د
- Diyanet İşleri Başkanlığı: De ki: “Kaldıkları süreyi Allah daha iyi bilir. Göklerin ve yerin gaybını bilmek O’na aittir. O, ne güzel görür; O, ne güzel işitir! Onların, O’ndan başka hiçbir dostu da yoktur. O, hükmüne hiçbir kimseyi ortak etmez.”
- Diyanet Vakfı: De ki: Ne kadar kaldıklarını Allah daha iyi bilir. Göklerin ve yerin gizli bilgisi O´na aittir. O´nun görmesi de, işitmesi de şâyanı hayrettir. Onların (göklerde ve yerde olanların), O´ndan başka bir yöneticisi yoktur. O, kendi hükümranlığına kimseyi ortak etmez.
- Elmalılı Hamdi Yazır (Sadeleştirilmiş): De ki: «Ne kadar kaldıklarını Allah daha iyi bilir!» Göklerin ve yerin gaybı O´na aittir. O Öyle güzel görür, öyle güzel işitir ki, onlara O´ndan başka yardımcı yoktur; O hiçbir kimseyi hükmünde ortak kabul etmez!»
- Elmalılı Hamdi Yazır: De ki: «Onların ne kadar kaldıklarını Allah daha iyi bilir.» Göklerin ve yerin gaybı O´na aittir. O ne güzel görendir! O ne mükemmel işitendir! Onların, O´ndan başka bir yardımcısı yoktur. O, kendi hükümranlığına kimseyi ortak etmez.
- Ali Fikri Yavuz: De ki: “-Allah, ne kadar durduklarını daha iyi bilir; göklerin ve yerin gaybını bilmek O’na mahsustur. O, öyle güzel görür, öyle güzel işitir ki!... Bütün gökler ve yer halkına, O’ndan başka hiç bir veli yoktur. O, hiç kimseyi, hükmünde ortak yapmaz?”
- Elmalılı Hamdi Yazır (Orijinal): Allah, de: ne kadar durduklarını daha iyi bilir, Göklerin Yerin gaybi onundur, o, öyle güzel görür öyle güzel işitir ki!... Bütün onlara ondan başka velâyet eden yoktur, o, kimseyi hukmünde teşrik de etmez
- Fizilal-il Kuran: De ki; «Onların mağarada ne kadar kaldıklarını herkesten iyi bilen Allah´dır. Göklerin ve yeryüzünün sırlarının bilgisi O´nun tekelindedir. O ne güzel görür ve ne güzel işitir. İnsanların O´nun dışında başka bir koruyucuları, başka bir önderleri yoktur ve O egemenliğine hiç kimseyi ortak etmez.»
- Hasan Basri Çantay: De ki: «Allah, ne kadar eğlendiklerini daha iyi bilendir. Göklerin ve yerin ğaybı (nı bilmek) Ona haasdır. O, ne güzel görendir! Ne güzel işidendir! (Bütün) bunların Ondan başka hiçbir yardımcısı yokdur. O, hiçbir (kimseyi, hiçbir şey´i) hükmüne ortak da yapmaz.
- İbni Kesir: Onların ne kadar kaldıklarını en iyi Allah bilir, de. Göklerin ve yerin bilinmezlikleri O´na aittir. O ne güzel görendir. O ne güzel işitendir. Bunların O´ndan başka yardımcısı yoktur. O, hiç kimseyi hükmüne ortak yapmaz.
- Ömer Nasuhi Bilmen: De ki: «Ne kadar durduklarını Allah Teâlâ daha iyi bilendir. Göklerin ve yerin gaybı O´nun içindir. O ne güzel görür, ne güzel işitir! Onlar için O´ndan başka bir yardımcı yoktur ve hükmünde hiçbir kimseyi ortak kılmaz.»
- Tefhim-ul Kuran: De ki: «Ne kadar kaldıklarını Allah daha iyi bilir. Göklerin ve yerin gaybı O´nundur. O, ne güzel görmekte ve ne güzel işitmektedir. O´nun dışında onların bir velisi yoktur. Kendi hükmünde hiç kimseyi ortak kılmaz.»