Your browser doesn’t support HTML5 audio
حَتَّىٰٓ إِذَا بَلَغَ مَطْلِعَ ٱلشَّمْسِ وَجَدَهَا تَطْلُعُ عَلَىٰ قَوْمٍ لَّمْ نَجْعَل لَّهُم مِّن دُونِهَا سِتْرًا
Hattâ izâ belega matlıaş şemsi vecedehâ tatluu alâ kavmin lem nec’al lehum min dûnihâ sitrâ(sitren).
Güneşin doğduğu yere ulaşınca, onu kendileriyle güneş arasına örtü koymadığımız bir halk üzerine doğar buldu.
Türkçesi
Arapçası
Kökü
- nihayet
- حَتَّىٰ
- ne zaman ki
- إِذَا
- ulaştı
- بَلَغَ
- ب ل غ
- doğduğu yere
- مَطْلِعَ
- ط ل ع
- güneşin
- الشَّمْسِ
- ش م س
- ve onu buldu
- وَجَدَهَا
- و ج د
- doğarken
- تَطْلُعُ
- ط ل ع
- üzerine
- عَلَىٰ
- bir kavmin
- قَوْمٍ
- ق و م
- لَمْ
- yapmadığımız
- نَجْعَلْ
- ج ع ل
- kendilerine
- لَهُمْ
- مِنْ
- ona (güneşe) karşı
- دُونِهَا
- د و ن
- bir siper
- سِتْرًا
- س ت ر
- Diyanet İşleri Başkanlığı: Güneşin doğduğu yere ulaşınca, onu kendileriyle güneş arasına örtü koymadığımız bir halk üzerine doğar buldu.
- Diyanet Vakfı: Nihayet güneşin doğduğu yere ulaşınca, onu öyle bir kavim üzerine doğar buldu ki, onlar için güneşe karşı bir örtü yapmamıştık.
- Elmalılı Hamdi Yazır (Sadeleştirilmiş): Nihayet güneşin doğduğu yere vardığında, güneşin kendilerini ondan koruyacak bir siper yapmadığımız bir kavim üzerine doğmakta olduğunu gördü.
- Elmalılı Hamdi Yazır: Nihayet güneşin doğduğu yere vardığında, güneşin kendilerini ondan koruyacak bir siper yapmadığımız bir kavim üzerine doğmakta olduğunu gördü.
- Ali Fikri Yavuz: Nihayet güneşin doğduğu yere (uzak şarka) vardığı zaman güneşi, öyle bir kavim üzerine doğuyor buldu ki, onlara, güneşten kendilerini koruyacak bir siper (ev veya elbise gibi bir barınak) yapmamıştık.
- Elmalılı Hamdi Yazır (Orijinal): Tâ gün doğu cihetine vardığı vakıt onu bir kavm üzerine doğuyor buldu ki onlara güneşin önünden bir siper yapmamıştık
- Fizilal-il Kuran: Sonunda güneşin doğduğu yere varınca güneşi, öyle bir toplumun üzerine doğarken buldu ki, bu adamlar ile güneşin ışınları arasında hiçbir engel, hiçbir sütre koymamıştık.
- Hasan Basri Çantay: Nihayet üstüne güneşin (ilk önce) doğduğu yere ulaşdığı zaman onu öyle bir kavmin üzerine doğuyor buldu ki biz onlar için buna karşı (korunacak) hiç bir siper yapmamışdık.
- İbni Kesir: Nihayet güneşin doğduğu yere ulaştığında; onun, güneşe karşı hiç bir siper yapmadığımız bir kavmin üzerine doğduğunu gördü.
- Ömer Nasuhi Bilmen: Vaktâ ki güneşin doğduğu bir cihete kavuştu, onu bir kavim üzerine tulû eder buldu ki, onlar için güneşe karşı bir siper yapmış değildik.
- Tefhim-ul Kuran: Sonunda güneşin doğduğu yere kadar ulaştı ve onu (güneşi), kendileri için ona karşı bir siper kılmadığımız bir kavim üzerine doğmakta iken buldu.
Resim yüklenemedi.