Your browser doesn’t support HTML5 audio
فَإِذَا قَرَأْنَٰهُ فَٱتَّبِعْ قُرْءَانَهُۥ
Fe izâ kara’nâhu fettebi’kur’ânehu.
O hâlde, biz onu okuduğumuz zaman, onun okunuşuna uy.
Türkçesi
Arapçası
Kökü
- zaman
- فَإِذَا
- O’nu okuduğumuz
- قَرَأْنَاهُ
- ق ر ا
- izle
- فَاتَّبِعْ
- ت ب ع
- onun okunuşunu
- قُرْانَهُ
- ق ر ا
- Diyanet İşleri Başkanlığı: O hâlde, biz onu okuduğumuz zaman, onun okunuşuna uy.
- Diyanet Vakfı: O halde, biz onu okuduğumuz zaman, sen onun okunuşunu takip et.
- Elmalılı Hamdi Yazır (Sadeleştirilmiş): Biz onu (Kur´an´ı) okuduğumuz zaman okuduğunu takip et!
- Elmalılı Hamdi Yazır: O halde biz onu okuduğumuz zaman sen onun okunuşunu takip et.
- Ali Fikri Yavuz: Biz onu (Cebrâil dili ile) okuduk mu, sen onun okunuşunu takib et.
- Elmalılı Hamdi Yazır (Orijinal): Biz okuduk mu o vakıt ta´kıyb et o Kur´anı
- Fizilal-il Kuran: Sana onu okuduğumuzda, onun okunuşunu izle.
- Hasan Basri Çantay: Öyleyse biz onu okuduğumuz vakit sen onun kıraatine uy.
- İbni Kesir: Öyleyse Biz, onu okuduğumuz vakit; sen, onun okunuşunu dinle.
- Ömer Nasuhi Bilmen: İmdi onu Biz okuyunca artık sen onun kıraatine tâbi ol!
- Tefhim-ul Kuran: Şu halde, biz onu okuduğumuz zaman, sen de onun okunuşunu izle.
Resim yüklenemedi.