Your browser doesn’t support HTML5 audio
كَلَّآ ۖ إِنَّا خَلَقْنَٰهُم مِّمَّا يَعْلَمُونَ
Kellâ, innâ halaknâhum mimmâ ya’lemûn(ya’lemûne).
Hayır (ne mümkün)! Şüphesiz biz onları kendilerinin de bildikleri şeyden (meniden) yarattık.
Türkçesi
Arapçası
Kökü
- hayır
- كَلَّا
- elbette biz
- إِنَّا
- onları yarattık
- خَلَقْنَاهُمْ
- خ ل ق
- şeyden
- مِمَّا
- bildikleri
- يَعْلَمُونَ
- ع ل م
- Diyanet İşleri Başkanlığı: Hayır (ne mümkün)! Şüphesiz biz onları kendilerinin de bildikleri şeyden (meniden) yarattık.
- Diyanet Vakfı: Hayır (hiç ummasınlar!) Şüphesiz biz onları, kendilerinin de bildikleri şeyden yarattık (fakat ibret almadılar, imana gelmediler).
- Elmalılı Hamdi Yazır (Sadeleştirilmiş): Yağma yok, Biz onları o bildikleri şeyden yarattık.
- Elmalılı Hamdi Yazır: Hayır, biz onları bildikleri şeyden yarattık.
- Ali Fikri Yavuz: Hayır, öyle şey yok. Biz; onları bildikleri şeyden (nutfeden) yarattık; (insanın aslı olan bu maddenin, iman olmaksızın ne değeri olabilir? Bununla yoğrulup da iman nuru ile aydınlığa çıkmıyan kimse, cennete girmeyi nasıl isteyebilir?)
- Elmalılı Hamdi Yazır (Orijinal): Yağma yok, biz onları o bildikleri nesneden yarattık
- Fizilal-il Kuran: Hayır! Öyle şey yok. Aldatıcı akıbetten kurtulamazlar onlar. Biz onları bildikleri şeyden yarattık.
- Hasan Basri Çantay: Hayır (ne gezer)! Hakıykat biz onları (da) o bilib durdukları şeyden yaratdık.
- İbni Kesir: Hayır. Doğrusu Biz; onları, bilip durdukları şeyden yarattık.
- Ömer Nasuhi Bilmen: Hayır, asla. Şüphe yok ki Biz onları bilir oldukları şeyden yarattık.
- Tefhim-ul Kuran: Hayır, doğrusu biz onları bildikleri şeyden yarattık.
Resim yüklenemedi.