Your browser doesn’t support HTML5 audio
وَٱلصُّبْحِ إِذَآ أَسْفَرَ
Ves subhı izâ esfer(esfere).
(32-37) Hayır, (öğüt almazlar.) Aya, çekilip gittiğinde geceye, aydınlandığında sabaha andolsun ki o (cehennem) insan için; içinizden ileri geçmek yahut geri kalmak isteyenler için uyarıcı olarak elbette en büyük bir şeydir.
Türkçesi
Arapçası
Kökü
- ve sabaha
- وَالصُّبْحِ
- ص ب ح
- إِذَا
- ağardığında
- أَسْفَرَ
- س ف ر
- Diyanet İşleri Başkanlığı: (32-37) Hayır, (öğüt almazlar.) Aya, çekilip gittiğinde geceye, aydınlandığında sabaha andolsun ki o (cehennem) insan için; içinizden ileri geçmek yahut geri kalmak isteyenler için uyarıcı olarak elbette en büyük bir şeydir.
- Diyanet Vakfı: Ağarmakta olan sabaha andolsun ki,
- Elmalılı Hamdi Yazır (Sadeleştirilmiş): açtığı sıra o sabaha andolsun ki,
- Elmalılı Hamdi Yazır: Ve açtığı sıra o sabaha.
- Ali Fikri Yavuz: Ağardığı sıra o sabah hakkı için,
- Elmalılı Hamdi Yazır (Orijinal): Ve açtığı sıra o sabaha kasem olsun ki
- Fizilal-il Kuran: Söken şafağa.
- Hasan Basri Çantay: ağardığı dem sabaha ki,
- İbni Kesir: Ağardığında sabaha,
- Ömer Nasuhi Bilmen: (34-35) Ve açtığı vakit o sabaha. Şüphe yok ki, o (cehennem) elbette büyüklerin biridir.
- Tefhim-ul Kuran: Ağardığı zaman sabaha,
Resim yüklenemedi.