Your browser doesn’t support HTML5 audio
فَكَذَّبُوهُمَا فَكَانُوا۟ مِنَ ٱلْمُهْلَكِينَ
Fe kezzebûhumâ fe kânû minel muhlekîn(muhlekîne).
Böylece ikisini de yalanladılar, bu yüzden de helâk edilenlerden oldular.
Türkçesi
Arapçası
Kökü
- onları yalanladılar
- فَكَذَّبُوهُمَا
- ك ذ ب
- ve oldular
- فَكَانُوا
- ك و ن
- -den
- مِنَ
- helak edilenler-
- الْمُهْلَكِينَ
- ه ل ك
- Diyanet İşleri Başkanlığı: Böylece ikisini de yalanladılar, bu yüzden de helâk edilenlerden oldular.
- Diyanet Vakfı: Böylece onları yalanladılar ve bu sebeple helâk edilenlerden oldular.
- Elmalılı Hamdi Yazır (Sadeleştirilmiş): Böylece onları yalanladılar da helak edilenlerden oldular.
- Elmalılı Hamdi Yazır: Böylece onları yalanladılar, bu yüzden de helâk edilenlerden oldular.
- Ali Fikri Yavuz: Böylece onları (Musâ ve Harûn’u) yalanladılar da helâk edilenlerden oldular, (denizde boğuldular).
- Elmalılı Hamdi Yazır (Orijinal): Bu suretle onları tekzib ettiler de helâk edilenlerden oldular
- Fizilal-il Kuran: Onları yalanladılar ve bu yüzden yok edildiler.
- Hasan Basri Çantay: İşte onları tekzîb etdiler ve helak edilenlerden oldular.
- İbni Kesir: Onları yalanladılar ve bu yüzden helake uğratılanlardan oldular.
- Ömer Nasuhi Bilmen: Bu cihetle onları tekzîp ettiler de artık helâk olmuş olanlardan oldular.
- Tefhim-ul Kuran: Böylece onları yalanladılar ve yıkıma uğrayanlardan oldular.
Resim yüklenemedi.