Your browser doesn’t support HTML5 audio
وَٱلَّذِينَ هُمْ لِأَمَٰنَٰتِهِمْ وَعَهْدِهِمْ رَٰعُونَ
Vellezîne hum li emânâtihim ve ahdihim râûn(râûne).
Yine onlar ki, emanetlerine ve verdikleri sözlere riâyet ederler.
Türkçesi
Arapçası
Kökü
- ve
- وَالَّذِينَ
- onlar
- هُمْ
- emanetlerine
- لِأَمَانَاتِهِمْ
- ا م ن
- ve ahidlerine
- وَعَهْدِهِمْ
- ع ه د
- özen gösterirler
- رَاعُونَ
- ر ع ي
- Diyanet İşleri Başkanlığı: Yine onlar ki, emanetlerine ve verdikleri sözlere riâyet ederler.
- Diyanet Vakfı: Yine onlar (o müminler) ki, emanetlerine ve ahidlerine riayet ederler;
- Elmalılı Hamdi Yazır (Sadeleştirilmiş): Ve onlar ki, emanetlerine ve verdikleri söze riayet ederler.
- Elmalılı Hamdi Yazır: Yine onlar ki, emanetlerine ve ahidlerine riayet ederler,
- Ali Fikri Yavuz: Onlar ki, emanetlerine ve verdikleri söze riayet ederler.
- Elmalılı Hamdi Yazır (Orijinal): Ve onlar ki emanetlerine ve ahidlerine riayetkârdırlar
- Fizilal-il Kuran: Onlar ki, uhdelerine verilen emanetleri korurlar ve sözlerini tutarlar.
- Hasan Basri Çantay: (Öyle mü´minler) ki onlar emânetlerine ve ahidlerine riaayetkârdırlar.
- İbni Kesir: Ki onlar; emanetlerine ve ahidlerine riayet ederler.
- Ömer Nasuhi Bilmen: Ve o mü´minler ki, onlar, emanetlerine ve ahdlerine riayet edenlerdir.
- Tefhim-ul Kuran: (Yine) Onlar, emanetlerine ve ahidlerine riayet edenlerdir.
Resim yüklenemedi.