Your browser doesn’t support HTML5 audio
قَالُوٓا۟ أَءِذَا مِتْنَا وَكُنَّا تُرَابًا وَعِظَٰمًا أَءِنَّا لَمَبْعُوثُونَ
Kâlû e izâ mitnâ ve kunnâ turâben ve izâmen e innâ le meb’ûsûn(meb’ûsûne).
Dediler ki: “Gerçekten biz, ölüp bir toprak ve kemik yığını hâline geldikten sonra mı tekrar diriltileceğiz?”
Türkçesi
Arapçası
Kökü
- dediler ki
- قَالُوا
- ق و ل
- zaman mı?
- أَإِذَا
- öldüğümüz
- مِتْنَا
- م و ت
- ve olduğumuz
- وَكُنَّا
- ك و ن
- toprak
- تُرَابًا
- ت ر ب
- ve kemik
- وَعِظَامًا
- ع ظ م
- biz mi?
- أَإِنَّا
- diriltileceğiz
- لَمَبْعُوثُونَ
- ب ع ث
- Diyanet İşleri Başkanlığı: Dediler ki: “Gerçekten biz, ölüp bir toprak ve kemik yığını hâline geldikten sonra mı tekrar diriltileceğiz?”
- Diyanet Vakfı: Dediler ki: Sahi biz, ölüp de bir toprak ve kemik yığını haline gelmişken, mutlaka yeniden diriltileceğiz öyle mi?
- Elmalılı Hamdi Yazır (Sadeleştirilmiş): ki: «ölüp de bir toprak, bir yığın kemik olduğumuz zaman mı, sahi biz mi mutlaka diriltileceğiz?
- Elmalılı Hamdi Yazır: Dediler ki: «Sahi biz, ölüp de bir toprak ve kemik yığını haline gelmişken, mutlaka yeniden diriltileceğiz öyle mi?»
- Ali Fikri Yavuz: Şöyle demişlerdi: “- Biz ölüb de bir toprak ve bir yığın kemik olduğumuz zaman mı, cidden biz mi diriltilmiş olacağız?
- Elmalılı Hamdi Yazır (Orijinal): «Öldüğümüz ve bir türab, bir yığın kemik olduğumuz vakıt mı, cidden biz mi mutlak ba´solunacağız?
- Fizilal-il Kuran: Biz ölüp de toprak ve kemik olduktan sonra yeniden mi diriltileceğiz?
- Hasan Basri Çantay: Onlar «Öldüğümüz ve bir toprak ve kemik olduğumuz zaman mı, hakıykaten biz mi diriltilib kaldırılacakmışız?» demişlerdi.
- İbni Kesir: Onlar demişlerdi ki: Ölüp de toprak ve kemik yığını olduğumuzda mı, gerçekten biz mi diriltileceğiz?
- Ömer Nasuhi Bilmen: Dediler ki: «Öldüğümüz ve toprak ve kemikler olduğumuz zaman mı biz herhalde diriltilip kaldırılacağız?»
- Tefhim-ul Kuran: Dediler ki: «Öldüğümüz, bir toprak ve bir kemik olduğumuz zaman, gerçekten biz mi diriltilecek mişiz?»
Resim yüklenemedi.