Your browser doesn’t support HTML5 audio
قُل لِّمَنِ ٱلْأَرْضُ وَمَن فِيهَآ إِن كُنتُمْ تَعْلَمُونَ
Kul li menil ardu ve men fîhâ in kuntum ta’lemûn(ta’lemûne).
De ki: “Eğer biliyorsanız söyleyin: Yer ve yerde bulunanlar kime aittir?”
Türkçesi
Arapçası
Kökü
- de ki
- قُلْ
- ق و ل
- kimindir?
- لِمَنِ
- dünya
- الْأَرْضُ
- ا ر ض
- ve bulunanlar
- وَمَنْ
- içinde
- فِيهَا
- eğer
- إِنْ
- iseniz
- كُنْتُمْ
- ك و ن
- biliyor
- تَعْلَمُونَ
- ع ل م
- Diyanet İşleri Başkanlığı: De ki: “Eğer biliyorsanız söyleyin: Yer ve yerde bulunanlar kime aittir?”
- Diyanet Vakfı: (Resûlüm!) de ki: Eğer biliyorsanız (söyleyin bakalım), bu dünya ve onda bulunanlar kime aittir?
- Elmalılı Hamdi Yazır (Sadeleştirilmiş): De ki: «Yeryüzü ve onda bulunan kimseler kime aittir; eğer biliyorsanız?»
- Elmalılı Hamdi Yazır: (Resulüm!) de ki: «Eğer biliyorsanız (söyleyin bakalım), bu dünya ve onda bulunanlar kime aittir?»
- Ali Fikri Yavuz: (Ey Rasûlüm, Mekke kâfirlerine) de ki: “- Kimin o arz ve ondaki bütün varlıklar, biliyor musunuz?”
- Elmalılı Hamdi Yazır (Orijinal): «Kimin o Arz ve ondaki kimseler, eğer biliyorsanız?» de!
- Fizilal-il Kuran: Onlara de ki, «Eğer biliyorsanız, söyleyiniz, yeryüzü ve üzerindeki tüm varlıklar kimindir?»
- Hasan Basri Çantay: (Sen Habîbim, onlara) de ki: «Kimindir o yer ve ondaki (bütün mahlûk) lar, biliyor musunuz»?
- İbni Kesir: De ki: Yer ve onda bulunanlar kimindir? Biliyorsanız söyleyin.
- Ömer Nasuhi Bilmen: De ki: «Yer ve onda olanlar, kimindir? Eğer siz bilir kimseler oldunuz ise (söyleyin).»
- Tefhim-ul Kuran: De ki: «Eğer biliyorsanız (söyleyin:) Yeryüzü ve onun içinde olanlar kimindir?»
Resim yüklenemedi.