Your browser doesn’t support HTML5 audio
عُذْرًا أَوْ نُذْرًا
Uzren ev nuzrâ(nuzren).
(1-7) Ard arda gönderilenlere, kasırga gibi esenlere, hakkıyla yayanlara, hakkıyla ayıranlara, özür ya da uyarı olmak üzere öğüt bırakanlara andolsun ki, uyarıldığınız (Kıyamet) mutlaka gerçekleşecektir.
Türkçesi
Arapçası
Kökü
- özür
- عُذْرًا
- ع ذ ر
- yahut
- أَوْ
- uyarı
- نُذْرًا
- ن ذ ر
- Diyanet İşleri Başkanlığı: (1-7) Ard arda gönderilenlere, kasırga gibi esenlere, hakkıyla yayanlara, hakkıyla ayıranlara, özür ya da uyarı olmak üzere öğüt bırakanlara andolsun ki, uyarıldığınız (Kıyamet) mutlaka gerçekleşecektir.
- Diyanet Vakfı: (5-6) (Allah´a yönelenleri) arıtmak, (kötüleri) sakındırmak için öğüt telkin edenlere;
- Elmalılı Hamdi Yazır (Sadeleştirilmiş): gerek mazur kılmak gerekse uyarmak için olsun,
- Elmalılı Hamdi Yazır: Gerek özür için olsun, gerek uyarı için,
- Ali Fikri Yavuz: (5-6) Hak sahiblerine özür, yahud haksızlara azab olarak vahyi peygamberlere getiren melekler hakkı için;
- Elmalılı Hamdi Yazır (Orijinal): Gerek özr için olsun gerek inzar
- Fizilal-il Kuran: Ya bahaneleri boşa çıkarmak ya da uyarmak amacı ile,
- Hasan Basri Çantay: (5-6) kötülüğü imhaa ye, azâb ile tehdide çalışan peygamberlere vahyi getiren (melek) lere,
- İbni Kesir: Ma´zeret ve uyarı için.
- Ömer Nasuhi Bilmen: Özür dilemek veya korkutmak için.
- Tefhim-ul Kuran: Özür (suçu, eksikliği ortadan kaldırmak) olarak veya uyarıp korkutmak için.
Resim yüklenemedi.