Your browser doesn’t support HTML5 audio
وَمَا يُكَذِّبُ بِهِۦٓ إِلَّا كُلُّ مُعْتَدٍ أَثِيمٍ
Ve mâ yukezzıbu bihî illâ kullu mu’tedin esîm(esîmin).
Onu, ancak her azgın, günahkâr kimse inkâr eder.
Türkçesi
Arapçası
Kökü
- وَمَا
- yalanlamaz
- يُكَذِّبُ
- ك ذ ب
- onu
- بِهِ
- başkası
- إِلَّا
- her
- كُلُّ
- ك ل ل
- saldırgan
- مُعْتَدٍ
- ع د و
- günahkardan
- أَثِيمٍ
- ا ث م
- Diyanet İşleri Başkanlığı: Onu, ancak her azgın, günahkâr kimse inkâr eder.
- Diyanet Vakfı: Onu ancak hükümleri çiğneyen ve günaha dalan kimseler yalanlar.
- Elmalılı Hamdi Yazır (Sadeleştirilmiş): Onu ancak her bir haddini aşkın, günaha düşkün yalanlar.
- Elmalılı Hamdi Yazır: Onu ancak sınırı aşan ve günaha düşkün olanlar yalanlar.
- Ali Fikri Yavuz: Halbuki onu, ancak her azgın günahkar inkâr eder.
- Elmalılı Hamdi Yazır (Orijinal): Ki onu ancak her bir haddini aşgın, günaha düşgün, tekzîb eder
- Fizilal-il Kuran: Oysa onu azgın, günahkardan başkası yalanlamaz.
- Hasan Basri Çantay: Halbuki onu haddi aşkın ve taşkın, günâha düşkün olan her kişiden başkası yalan saymaz.
- İbni Kesir: Halbuki onu, azgın günahkardan başka kimse yalanlamaz.
- Ömer Nasuhi Bilmen: Halbuki O´nu, haddi aşan, günahkâr olan her bir kimseden başkası tekzîp etmez.
- Tefhim-ul Kuran: Oysa onu, ´sınır tanımaz, saldırgan,´ günahkâr olandan başkası yalanlamaz.
Resim yüklenemedi.