Your browser doesn’t support HTML5 audio
وَذَرْنِى وَٱلْمُكَذِّبِينَ أُو۟لِى ٱلنَّعْمَةِ وَمَهِّلْهُمْ قَلِيلًا
Ve zernî vel mukezzibîne ulîn na’meti ve mehhilhum kalîlâ(kalîlen).
Nimet içinde yüzen o yalanlayıcıları bana bırak ve onlara biraz mühlet ver.
Türkçesi
Arapçası
Kökü
- beni yalnız bırak
- وَذَرْنِي
- و ذ ر
- ve yalanlayıcıları
- وَالْمُكَذِّبِينَ
- ك ذ ب
- sahibi
- أُولِي
- ا و ل
- ni’met
- النَّعْمَةِ
- ن ع م
- ve onlara mühlet ver
- وَمَهِّلْهُمْ
- م ه ل
- biraz
- قَلِيلًا
- ق ل ل
- Diyanet İşleri Başkanlığı: Nimet içinde yüzen o yalanlayıcıları bana bırak ve onlara biraz mühlet ver.
- Diyanet Vakfı: Nimet içinde yüzen o yalancıları bana bırak ve onlara biraz mühlet ver.
- Elmalılı Hamdi Yazır (Sadeleştirilmiş): Refah ve zevk sahibi o inkarcıları Bana bırak ve onlara biraz mühlet ver!
- Elmalılı Hamdi Yazır: O yalanlayıcı zevk ve refah sahiplerini bana bırak, onlara biraz mühlet ver.
- Ali Fikri Yavuz: (Ey Rasûlüm, seni) inkâr eden o refah sahiblerini bana bırak ve onlara biraz mühlet ver; (yakında Bedir savaşında ve kıyamette onların cezasını vereceğim).
- Elmalılı Hamdi Yazır (Orijinal): Ve bırak da bana o tekzîb edici zevk-u refah sahiblerini, mühlet ver onlara biraz
- Fizilal-il Kuran: Ayetlerimi yalanlayan o zenginlerin işini bana bırak, onlara biraz süre tanı.
- Hasan Basri Çantay: Yalan sayacak olan o varlık saahiblerini bana bırak ve onlara biraz mühlet ver.
- İbni Kesir: Nimet sahibi olan o yalancıları Bana bırak. Ve onlara biraz mühlet ver.
- Ömer Nasuhi Bilmen: Ve o nîmet sahipleri olan mükezzipleri bana bırak ve onlara biraz mühlet ver.
- Tefhim-ul Kuran: Yalanlamakta olan nimet (refah ve servet) sahiplerini sen bana bırak ve onlara az bir süre tanı.
Resim yüklenemedi.