Your browser doesn’t support HTML5 audio
ٱلَّذِى يُوَسْوِسُ فِى صُدُورِ ٱلنَّاسِ
Ellezî yuvesvisu fî sudûrin nâs(nâsi).
(1-6) De ki: “Cinlerden ve insanlardan; insanların kalplerine vesvese veren sinsi vesvesecinin kötülüğünden, insanların Rabbine, insanların Melik’ine, insanların İlâh’ına sığınırım.”
Türkçesi
Arapçası
Kökü
- o ki
- الَّذِي
- fısıldar
- يُوَسْوِسُ
- و س و س
- فِي
- göğüslerine
- صُدُورِ
- ص د ر
- insanların
- النَّاسِ
- ن و س
- Diyanet İşleri Başkanlığı: (1-6) De ki: “Cinlerden ve insanlardan; insanların kalplerine vesvese veren sinsi vesvesecinin kötülüğünden, insanların Rabbine, insanların Melik’ine, insanların İlâh’ına sığınırım.”
- Diyanet Vakfı: (1-6) De ki: İnsanların kalplerine vesvese sokan, (insan Allah´ı andığında) pusuya çekilen cin ve insan şeytanının şerrinden insanların Rabbine, insanların Melikine (mutlak sahip ve hakimine) insanların İlâhına sığınırım!
- Elmalılı Hamdi Yazır (Sadeleştirilmiş): ki, insanların sinelerine vesvese verir durur.
- Elmalılı Hamdi Yazır: O ki, insanların göğüslerine vesveseler fısıldar.
- Ali Fikri Yavuz: Öyle bir şeytan ki, insanların kalblerine vesvese verir.
- Elmalılı Hamdi Yazır (Orijinal): Ki vesvese verir sinelerinde nâsın
- Fizilal-il Kuran: O ki insanların göğüslerine kötü düşünceleri fısıldar.
- Hasan Basri Çantay: ki o, insanların göğüslerine dâima vesvese verendir.
- İbni Kesir: Ki o, insanların kalblerine hep vesvese verir.
- Ömer Nasuhi Bilmen: «Ki O, nâsın göğüslerinde vesvesede bulunur.»
- Tefhim-ul Kuran: Ki o, insanların göğüslerine vesvese verir (içlerine kuşku, kuruntu fısıldar);