Your browser doesn’t support HTML5 audio
فَأَرَىٰهُ ٱلْءَايَةَ ٱلْكُبْرَىٰ
Fe erâhul âyetel kubrâ.
Derken Mûsâ ona en büyük mucizeyi gösterdi.
Türkçesi
Arapçası
Kökü
- sonra ona gösterdi
- فَأَرَاهُ
- ر ا ي
- mu’cizeyi
- الْايَةَ
- ا ي ي
- büyük
- الْكُبْرَىٰ
- ك ب ر
- Diyanet İşleri Başkanlığı: Derken Mûsâ ona en büyük mucizeyi gösterdi.
- Diyanet Vakfı: Ve ona en büyük mucizeyi gösterdi.
- Elmalılı Hamdi Yazır (Sadeleştirilmiş): Vardı ona, o büyük mucizeyi gösterdi.
- Elmalılı Hamdi Yazır: Musa Firavun´a o büyük mucizeyi gösterdi.
- Ali Fikri Yavuz: (Mûsa vardı da) ona, büyük mucizeyi (asânın ejderha oluşunu) gösterdi.
- Elmalılı Hamdi Yazır (Orijinal): Vardı ona o büyük mu´cizeyi de gösterdi.
- Fizilal-il Kuran: Bunun üzerine ona en büyük mucizeyi gösterdi.
- Hasan Basri Çantay: (Musa gitdi, teblîğ etdi) Ona o en büyük mu´cizeyi gösterdi.
- İbni Kesir: Ve ona en büyük mucizeyi gösterdi.
- Ömer Nasuhi Bilmen: Artık O´na pek büyük mûcize gösterdi.
- Tefhim-ul Kuran: (Musa) Ona büyük mucizeyi gösterdi.
Resim yüklenemedi.