Your browser doesn’t support HTML5 audio
وَجَعَلْنَا سِرَاجًا وَهَّاجًا
Ve cealnâ sirâcen vehhâcâ(vehhâcen).
Alev alev yanan aydınlatıcı ve ısıtıcı bir kandil yarattık.
Türkçesi
Arapçası
Kökü
- ve yarattık
- وَجَعَلْنَا
- ج ع ل
- bir lamba
- سِرَاجًا
- س ر ج
- parıl parıl parlayan
- وَهَّاجًا
- و ه ج
- Diyanet İşleri Başkanlığı: Alev alev yanan aydınlatıcı ve ısıtıcı bir kandil yarattık.
- Diyanet Vakfı: (Orada) alev alev yanan bir kandil yarattık.
- Elmalılı Hamdi Yazır (Sadeleştirilmiş): İçlerine parıl parıl parlayan bir kandil astık.
- Elmalılı Hamdi Yazır: İçlerine ışık saçan bir kandil astık.
- Ali Fikri Yavuz: İçlerinde parıl parıl ışıldayan bir kandil (güneş) astık.
- Elmalılı Hamdi Yazır (Orijinal): Ve içlerine şa´şaalı parıl parıl bir kandil astık
- Fizilal-il Kuran: Oraya parlak kandiller astık.
- Hasan Basri Çantay: (Ona) parıl parıl parıldayan bir kandil asdık.
- İbni Kesir: Pırıl pırıl parlayan bir kandil astık.
- Ömer Nasuhi Bilmen: (12-13) Ve üzerinize sağlam sağlam yedi gök bina ettik. Ve çok parıldayan kandil kıldık.
- Tefhim-ul Kuran: Parıldadıkça parıldayan bir kandil (güneş) kıldık.
Resim yüklenemedi.