Your browser doesn’t support HTML5 audio
أَفَمِنْ هَٰذَا ٱلْحَدِيثِ تَعْجَبُونَ
E fe min hâzel hadîsi ta’cebûn(ta’cebûne).
(59-61) Şimdi siz gaflet içinde eğlenerek bu söze mi (Kur’an’a mı) şaşıyorsunuz, gülüyorsunuz da ağlamıyorsunuz?
Türkçesi
Arapçası
Kökü
- -den mi?
- أَفَمِنْ
- bu
- هَٰذَا
- söz-
- الْحَدِيثِ
- ح د ث
- şaşıyorsunuz
- تَعْجَبُونَ
- ع ج ب
- Diyanet İşleri Başkanlığı: (59-61) Şimdi siz gaflet içinde eğlenerek bu söze mi (Kur’an’a mı) şaşıyorsunuz, gülüyorsunuz da ağlamıyorsunuz?
- Diyanet Vakfı: Şimdi siz bu söze (Kur´an´a) mı şaşıyorsunuz?
- Elmalılı Hamdi Yazır (Sadeleştirilmiş): Şimdi siz bu söze mi şaşıyorsunuz?
- Elmalılı Hamdi Yazır: Şimdi siz bu sözden mi hayret ediyorsunuz?
- Ali Fikri Yavuz: Şimdi siz, bu Kur’an’a mı şaşıyorsunuz? (Ey Mekke’liler).
- Elmalılı Hamdi Yazır (Orijinal): Şimdi siz bu kelâma mı teaccüb ediyorsunuz
- Fizilal-il Kuran: Bu Kur´an sizin tuhafınıza mı gidiyor?
- Hasan Basri Çantay: Şimdi siz bu söze mi şaşıyorsunuz?
- İbni Kesir: Bu söze mi şaşıyorsunuz siz?
- Ömer Nasuhi Bilmen: (59-60) Şimdi siz bu kelâmdan mı teaccüb ediyorsunuz? Ve gülüyorsunuz da ağlamıyorsunuz?
- Tefhim-ul Kuran: Şimdi siz, bu sözden mi şaşkınlığa düşüyorsunuz?