Your browser doesn’t support HTML5 audio
وَتَضْحَكُونَ وَلَا تَبْكُونَ
Ve tedhakûne ve lâ tebkûn(tebkûne).
(59-61) Şimdi siz gaflet içinde eğlenerek bu söze mi (Kur’an’a mı) şaşıyorsunuz, gülüyorsunuz da ağlamıyorsunuz?
Türkçesi
Arapçası
Kökü
- ve gülüyorsunuz
- وَتَضْحَكُونَ
- ض ح ك
- ve
- وَلَا
- ağlamıyorsunuz
- تَبْكُونَ
- ب ك ي
- Diyanet İşleri Başkanlığı: (59-61) Şimdi siz gaflet içinde eğlenerek bu söze mi (Kur’an’a mı) şaşıyorsunuz, gülüyorsunuz da ağlamıyorsunuz?
- Diyanet Vakfı: Gülüyorsunuz da ağlamıyorsunuz!
- Elmalılı Hamdi Yazır (Sadeleştirilmiş): Gülüyorsunuz da ağlamıyorsunuz?
- Elmalılı Hamdi Yazır: Gülüyorsunuz da ağlamıyorsunuz?
- Ali Fikri Yavuz: Bir de gülüyorsunuz da ağlamıyorsunuz? (Alay edib eğleniyorsunuz da felâketinize ağlamıyorsunuz.)
- Elmalılı Hamdi Yazır (Orijinal): ve gülüyorsunuz da ağlamıyorsunuz?
- Fizilal-il Kuran: Onu dinlerken ağlayacağınıza gülüyorsunuz, öyle mi?.
- Hasan Basri Çantay: Ve (istihza ederek) gülüyorsunuz, (günâhlarınıza) ağlamıyorsunuz?
- İbni Kesir: Ve gülüyorsunuz da ağlamıyorsunuz.
- Ömer Nasuhi Bilmen: (59-60) Şimdi siz bu kelâmdan mı teaccüb ediyorsunuz? Ve gülüyorsunuz da ağlamıyorsunuz?
- Tefhim-ul Kuran: (Alaylı) Gülüyorsunuz ve ağlamıyorsunuz.