Your browser doesn’t support HTML5 audio
وَوَرِثَ سُلَيْمَٰنُ دَاوُۥدَ ۖ وَقَالَ يَٰٓأَيُّهَا ٱلنَّاسُ عُلِّمْنَا مَنطِقَ ٱلطَّيْرِ وَأُوتِينَا مِن كُلِّ شَىْءٍ ۖ إِنَّ هَٰذَا لَهُوَ ٱلْفَضْلُ ٱلْمُبِينُ
Ve varise suleymânu dâvûde ve kâle yâ eyyuhen nâsu ullimnâ mentıkat tayrı, ve ûtînâ min kulli şey’(şey’in), inne hâzâ le huvel fadlul mubîn(mubînu).
Süleyman, Dâvûd’a varis oldu ve, “Ey insanlar, bize kuş dili öğretildi ve bize her şey verildi. Şüphesiz bu, apaçık bir lütuftur” dedi.
Türkçesi
Arapçası
Kökü
- ve mirasçı oldu
- وَوَرِثَ
- و ر ث
- Süleyman
- سُلَيْمَانُ
- Davud’a
- دَاوُودَ
- ve dedi ki
- وَقَالَ
- ق و ل
- ey
- يَا أَيُّهَا
- insanlar
- النَّاسُ
- ن و س
- bize öğretildi
- عُلِّمْنَا
- ع ل م
- dili
- مَنْطِقَ
- ن ط ق
- kuşların
- الطَّيْرِ
- ط ي ر
- ve bize verildi
- وَأُوتِينَا
- ا ت ي
- (bir pay)
- مِنْ
- her
- كُلِّ
- ك ل ل
- şeyden
- شَيْءٍ
- ش ي ا
- şüphesiz
- إِنَّ
- bu
- هَٰذَا
- elbette o
- لَهُوَ
- bir lutuftur
- الْفَضْلُ
- ف ض ل
- açık
- الْمُبِينُ
- ب ي ن
- Diyanet İşleri Başkanlığı: Süleyman, Dâvûd’a varis oldu ve, “Ey insanlar, bize kuş dili öğretildi ve bize her şey verildi. Şüphesiz bu, apaçık bir lütuftur” dedi.
- Diyanet Vakfı: Süleyman Davud´a vâris oldu ve dedi ki: Ey insanlar! Bize kuş dili öğretildi ve bize her şeyden (nasip) verildi. Doğrusu bu apaçık bir lütuftur.
- Elmalılı Hamdi Yazır (Sadeleştirilmiş): Ve Süleyman Davud´un yerine geçip dedi ki: «Ey insanlar, bize kuş dili öğretildi ve bize herşeyden verildi. Şüphesiz ki bu apaçık bir lütufdur.»
- Elmalılı Hamdi Yazır: Süleyman Davud´a varis olup dedi ki: «Ey insanlar! Bize kuş dili öğretildi ve bize her şeyden (nasip) verildi. Doğrusu bu apaçık bir lütuftur.»
- Ali Fikri Yavuz: Süleyman, (babası) Davûd’a vâris oldu (onun nübüvvet ve ilmi kendisine geçti) de dedi ki: “- Ey insanlar, bize kuş dili öğretildi; hem de bize her şeyden (bütün nimetlerden) verildi. Şüphesiz ki bu, açık bir üstünlüktür.”
- Elmalılı Hamdi Yazır (Orijinal): Ve Süleyman Davûda varis olup ey nâs, didi: bize mantıkuttayr (kuş dili) ta´lim buyuruldu, hem bize her şeyden verildi, şübhesiz ki bu her halde o fazlı mübîn
- Fizilal-il Kuran: Süleyman, Davud´un yerine geçince dedi ki: «Ey insanlar, bize kuş dili öğretildi ve her şey bol bol verildi, kuşku yok ki, bu apaçık bir lütuftur.»
- Hasan Basri Çantay: Süleyman Dâvuda mîrascı oldu. Dedi ki: «Ey insanlar, bize kuşların dili öğretildi. Bize her şeyden (behre) verildi. Şübhesiz ki bu, apaçık bir üstünlüğün ta kendisidir».
- İbni Kesir: Süleyman da Davud´a varis oldu ve dedi ki: Ey insanlar; bize, kuş dili öğretildi. Ve bize, her şeyden bolca verildi. Doğrusu bu; apaçık bir lutuftur.
- Ömer Nasuhi Bilmen: Ve Süleyman Dâvud´a vâris oldu ve dedi ki: «Ey Nâs! Bize her kuşun dili öğretildi ve bize her şeyden verildi. Şüphe yok ki bu, elbette bu, apaçık bir inayettir.»
- Tefhim-ul Kuran: Süleyman, Davud´a mirasçı oldu ve dedi ki: «Ey insanlar, bize kuşların konuşma dili öğretildi ve bize her şeyden (bol bir nimet) verildi. Hiç şüphesiz bu, apaçık olan bir üstünlüktür.»
Resim yüklenemedi.