Your browser doesn’t support HTML5 audio
ٱلَّذِينَ يُقِيمُونَ ٱلصَّلَوٰةَ وَيُؤْتُونَ ٱلزَّكَوٰةَ وَهُم بِٱلْءَاخِرَةِ هُمْ يُوقِنُونَ
Ellezîne yukîmûnes salâte ve yu’tûnez zekâte ve hum bil âhıreti hum yûkınûn(yûkınûne).
(2-3) Kur’an, namazı dosdoğru kılan, zekâtı veren ve ahirete de kesin olarak inanan mü’minler için bir hidayet rehberi ve bir müjdedir.
Türkçesi
Arapçası
Kökü
- onlar ki
- الَّذِينَ
- kılarlar
- يُقِيمُونَ
- ق و م
- namazı
- الصَّلَاةَ
- ص ل و
- ve verirler
- وَيُؤْتُونَ
- ا ت ي
- zekatı
- الزَّكَاةَ
- ز ك و
- ve onlar
- وَهُمْ
- ahirete
- بِالْاخِرَةِ
- ا خ ر
- onlar
- هُمْ
- kesin olarak inanırlar
- يُوقِنُونَ
- ي ق ن
- Diyanet İşleri Başkanlığı: (2-3) Kur’an, namazı dosdoğru kılan, zekâtı veren ve ahirete de kesin olarak inanan mü’minler için bir hidayet rehberi ve bir müjdedir.
- Diyanet Vakfı: (2-3) Namazı kılan, zekâtı veren ve ahirete de kesin olarak iman eden müminler için bir hidayet rehberi ve bir müjdedir.
- Elmalılı Hamdi Yazır (Sadeleştirilmiş): ki namazı dürüst kılarlar, zekatı verirler ve ahirete de kesin olarak inanırlar.
- Elmalılı Hamdi Yazır: Ki o (müminler) namazı dosdoğru kılarlar, zekatı verirler ve ahirete de kesin olarak iman ederler.
- Ali Fikri Yavuz: O müminler ki, namazı gereği üzere kılarlar, zekâtı verirler; âhireti ancak bunlar hakkıyla tasdik ederler.
- Elmalılı Hamdi Yazır (Orijinal): Ki namazı dürüst kılarlar ve zekâtı verirler, Âhırette de onlar yakîn edinirler
- Fizilal-il Kuran: Onlar namaz kılarlar, zekâtı verirler ve ahirete kesinlikle inanırlar.
- Hasan Basri Çantay: (öyle mü´minler) ki namazı dosdoğru kılarlar, zekâtı verirler. Onlar âhirete kat´î kanaat edinenlerin de ta kendileridir.
- İbni Kesir: Onlar ki; namazı kılarlar, zekatı verirler ve ahirete de yakınen inanırlar.
- Ömer Nasuhi Bilmen: Öyle (mü´min) kimseler ki namazı doğruca kılarlar ve zekâtı verirler ve onlar ahirete de (evet onlar) kat´i surette inanırlar.
- Tefhim-ul Kuran: Ki onlar, namazı dosdoğru kılarlar, zekâtı verirler ve onlar, ahirete kesin bilgiyle iman edenlerdir.