Your browser doesn’t support HTML5 audio
قُلْ سِيرُوا۟ فِى ٱلْأَرْضِ فَٱنظُرُوا۟ كَيْفَ كَانَ عَٰقِبَةُ ٱلْمُجْرِمِينَ
Kul sîrû fîl ardı fenzurû keyfe kâne âkibetul mucrimîn(mucrimîne).
De ki: “Yeryüzünde dolaşın da suçluların sonunun nasıl olduğuna bir bakın.”
Türkçesi
Arapçası
Kökü
- de ki
- قُلْ
- ق و ل
- yürüyün (gezin)
- سِيرُوا
- س ي ر
- فِي
- yeryüzünde
- الْأَرْضِ
- ا ر ض
- ve görün
- فَانْظُرُوا
- ن ظ ر
- nasıl
- كَيْفَ
- ك ي ف
- olduğunu
- كَانَ
- ك و ن
- sonunun
- عَاقِبَةُ
- ع ق ب
- suçluların
- الْمُجْرِمِينَ
- ج ر م
- Diyanet İşleri Başkanlığı: De ki: “Yeryüzünde dolaşın da suçluların sonunun nasıl olduğuna bir bakın.”
- Diyanet Vakfı: De ki: Yeryüzünde gezin de, günahkârların âkıbeti nice oldu, görün!
- Elmalılı Hamdi Yazır (Sadeleştirilmiş): De ki: «Hele yeryüzünde bir dolaşın da bakın suçluların sonu ne olmuş?
- Elmalılı Hamdi Yazır: De ki: «Hele bir yeryüzünde gezin de, günahkarların sonu nice oldu, bir bakın!»
- Ali Fikri Yavuz: (Ey Rasûlüm, Mekke halkına) de ki: “- Yeryüzünde gezip dolaşın da bakın, günahkârların akıbeti nasıl olmuş!...”
- Elmalılı Hamdi Yazır (Orijinal): De ki; hele, Arzda bir gezinin de bakın mücrimlerin akıbeti nasıl olmuş?
- Fizilal-il Kuran: Onlara de ki; «Yeryüzünü geziniz de ağır suçluların sonunun nice olduğunu görünüz.»
- Hasan Basri Çantay: De ki: «Yerde gezin (dolaşın) da günahkârların sonu nice olmuşdur, görün».
- İbni Kesir: De ki: Yeryüzünde gezinin de suçluların sonunun nasıl olduğunu görün.
- Ömer Nasuhi Bilmen: De ki: «Yeryüzünde yürüyünüz de bakınız ki, günahkârların akibeti nasıl olmuştur.»
- Tefhim-ul Kuran: De ki: «Yeryüzünde gezip dolaşın da, suçlu günahkârların nasıl bir sona uğradıklarını bir görün»
Resim yüklenemedi.