Your browser doesn’t support HTML5 audio
كَمْ أَهْلَكْنَا مِن قَبْلِهِم مِّن قَرْنٍ فَنَادَوا۟ وَّلَاتَ حِينَ مَنَاصٍ
Kem ehleknâ min kablihim min karnin fe nâdev ve lâte hîne menâs(menâsin).
Biz onlardan önce nice nesilleri helâk ettik. Onlar da feryat ettiler, ama artık kurtuluş zamanı değildi.
Türkçesi
Arapçası
Kökü
- nicesini
- كَمْ
- helak ettik
- أَهْلَكْنَا
- ه ل ك
- مِنْ
- onlardan önceki
- قَبْلِهِمْ
- ق ب ل
- -den
- مِنْ
- nesiller-
- قَرْنٍ
- ق ر ن
- feryad ettiler
- فَنَادَوْا
- ن د و
- fakat geçmişti
- وَلَاتَ
- ل و ت
- zamanı
- حِينَ
- ح ي ن
- kurtuluş
- مَنَاصٍ
- ن و ص
- Diyanet İşleri Başkanlığı: Biz onlardan önce nice nesilleri helâk ettik. Onlar da feryat ettiler, ama artık kurtuluş zamanı değildi.
- Diyanet Vakfı: Onlardan önce nice nesilleri helâk ettik. O zaman feryat ettiler. Halbuki artık kurtulma zamanı değildi.
- Elmalılı Hamdi Yazır (Sadeleştirilmiş): Kendilerinden önce nicelerini helak ettik. Çığrıştılar; fakat kurtulma zamanı değildi.
- Elmalılı Hamdi Yazır: Kendilerinden önce nicelerini helak ettik. Onlar çağrıştılar. Ama artık kurtuluş vakti değildi.
- Ali Fikri Yavuz: Kendilerinden evvel nice ümmetleri helâk ettik! Çığrıştılar, fakat kurtulmak vakti değildi.
- Elmalılı Hamdi Yazır (Orijinal): Kendilerinden evvel nicelerini helâk ettik! Çığırıştılar: Değildi fakat vaktı halâs
- Fizilal-il Kuran: Onlardan önce nice nesilleri helak ettik de feryad ettiler. Oysa artık kurtuluş zamanı değildi.
- Hasan Basri Çantay: Biz kendilerinden evvel nice ümmet (ler) i helâk etdik. O zaman (ne) çığlıklar kopardılar. Halbuki (o vakit, azâbdan kaçıb) kurtulma vakti değildi...
- İbni Kesir: Kendilerinden önce nice nesilleri helak ettik de onlar, çığlıklar kopardılar. Halbuki kurtulmak vakti değildi.
- Ömer Nasuhi Bilmen: Onlardan evvel nice kavimleri helâk ettik, çağırışmaya başladılar. Artık kurtuluş vakti değildi.
- Tefhim-ul Kuran: Biz kendilerinden önce, nice kuşakları yıkıma uğrattık da onlar feryad ettiler; ancak (artık) kurtulma zamanı değildi.
Resim yüklenemedi.